Distrustfulness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Distrustfulness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Distrustfulness Nedir?

Distrustfulness, güvensizlik, şüpheci olma hali anlamına gelir. Birine ya da bir şeye karşı güvensizlik duyma, şüpheli yaklaşma durumudur.

Örnek Cümleler:

  1. I have a feeling of distrustfulness towards him. (Ona karşı güvensizlik hissediyorum.)
  2. Her distrustfulness ruined their friendship. (Onun şüpheci tavrı arkadaşlıklarını mahvetti.)
  3. His distrustfulness caused problems in his marriage. (Onun güvensizliği evliliğinde sorunlara yol açtı.)
  4. Distrustfulness is a common feeling in today’s society. (Güvensizlik hissi bugünün toplumunda yaygın bir duygudur.)
  5. His distrustfulness was the reason why he didn’t get the job. (Onun güvensizliği işi alamama sebebiydi.)
  6. She had a lot of distrustfulness towards the new employee. (Yeni çalışana karşı çok güvensizdi.)
  7. His distrustfulness towards his colleagues caused tension in the workplace. (Meslektaşlarına karşı güvensizliği iş yerinde gerilim yarattı.)
  8. Her distrustfulness made it hard for her to make new friends. (Güvensizliği yeni arkadaşlar edinmesini zorlaştırdı.)
  9. The distrustfulness of the villagers towards the outsiders was understandable. (Köylülerin yabancılara karşı güvensizliği anlaşılır bir durumdu.)
  10. His distrustfulness towards authority figures made it hard for him to follow rules. (Otorite figürlerine karşı güvensizliği kurallara uymasını zorlaştırdı.)
  11. Her distrustfulness towards men was a result of her past experiences. (Erkeklere karşı güvensizliği geçmiş deneyimlerinden kaynaklanıyordu.)
  12. The team’s distrustfulness towards their coach affected their performance. (Takımın antrenörlerine karşı güvensizliği performanslarını etkiledi.)
  13. The distrustfulness between the two countries caused tension. (İki ülke arasındaki güvensizlik gerilim yarattı.)
  14. His distrustfulness towards technology made him resistant to new advancements. (Teknolojiye karşı güvensizliği yeniliklere karşı dirençli olmasına sebep oldu.)
  15. Her distrustfulness towards doctors made it hard for her to seek medical help. (Doktorlara karşı güvensizliği tıbbi yardım aramasını zorlaştırdı.)
  16. The distrustfulness of the students towards the administration led to protests. (Öğrencilerin yönetim kuruluşuna karşı güvensizliği protestolara yol açtı.)
  17. His distrustfulness towards his own abilities hindered his success. (Kendi yeteneklerine karşı güvensizliği başarısını engelledi.)
  18. Her distrustfulness towards love made it hard for her to form meaningful relationships. (Aşka karşı güvensizliği anlamlı ilişkiler kurmasını zor
  1. The distrustfulness towards the media is a growing trend in today’s society. (Medyaya karşı güvensizlik, bugünün toplumunda artan bir trenddir.)
  2. His distrustfulness towards the government made him a political activist. (Hükümete karşı güvensizliği onu siyasi bir aktivist yaptı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.