Out Of Breath İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Out Of Breath İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Out of Breath Nedir?

Out of breath, “nefes nefese kalmak” anlamına gelen bir İngilizce deyimdir. Bu deyim, genellikle fiziksel aktivitelerden sonra solunumun hızlandığı, zorlandığı veya yeterince oksijen alamadığı durumlarda kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. I’m out of breath after running up the stairs. (Merdivenleri koşarak çıktıktan sonra nefesim kesildi.)
2. The steep hill left me out of breath. (Dik yokuş beni nefessiz bıraktı.)
3. She was out of breath after dancing for two hours. (İki saat dans ettikten sonra nefesi kesildi.)
4. The athlete was out of breath at the end of the race. (Sporcu yarışın sonunda nefesi kesilmişti.)
5. I’m out of breath from laughing so much. (Çok gülmekten nefesim kesildi.)
6. He was out of breath after carrying the heavy boxes. (Ağır kutuları taşıdıktan sonra nefesi kesilmişti.)
7. The singer was out of breath by the end of the song. (Şarkının sonunda şarkıcı nefesi kesilmişti.)
8. I’m out of breath from playing soccer. (Futbol oynamaktan nefesim kesildi.)
9. She was out of breath after swimming laps for an hour. (Bir saat boyunca yüzme yaptıktan sonra nefesi kesildi.)
10. The hiker was out of breath after climbing the mountain. (Dağı tırmanınca nefesi kesilmişti.)
11. I’m out of breath after doing jumping jacks. (Zıplama hareketleri yapınca nefesim kesildi.)
12. She was out of breath after running a marathon. (Maraton koşunca nefesi kesilmişti.)
13. The dancer was out of breath after the performance. (Gösteriden sonra dansçının nefesi kesilmişti.)
14. I’m out of breath from carrying all these groceries. (Tüm bu alışverişleri taşımaktan nefesim kesildi.)
15. The basketball player was out of breath after playing a full game. (Tam maç oynadıktan sonra basketbolcu nefesi kesilmişti.)
16. She was out of breath after doing a high-intensity workout. (Yüksek yoğunluklu antrenman yapınca nefesi kesilmişti.)
17. I’m out of breath from trying to keep up with him. (Onunla ayak uydurmaya çalışınca nefesim kesildi.)
18. The swimmer was out of breath after swimming the butterfly stroke. (Kelebek stili yüzünce nefesi kesilmişti.)
19. He was out of breath after running to catch the bus. (Otobüsü yakalamak için koşunca nefesi kesilmişti.)
20. I’m out of breath from hiking up this steep trail. (Bu dik patikayı tırmanınca nefesim kesildi.)

More Examples:

21. The doctor told him he was out of breath due to smoking. (Doktor, sigara içtiği için nefesinin kesildiğini söyledi.)
22. She was out of breath when she saw her favorite celebrity. (Favori ünlüsünü görünce nefesi kesildi.)
23. I’m always out of breath when I have to give a speech. (Konuşma yapmam gerektiğinde hep nefesim kesiliyor.)
24. The little boy was out of breath after running around the playground. (Oyun parkında koşunca küçük çocuğun nefesi kesilmişti.)
25. I’m out of breath from the excitement of the rollercoaster ride. (Heyecanlı bir roketatar yolculuğundan nefesim kesildi.)
26. The firefighter was out of breath after carrying the heavy equipment. (Ağır ekipmanları taşıdıktan sonra itfaiyeci nefesi kesilmişti.)
27. She was out of breath after singing a high note. (Yüksek bir nota söyleyince nefesi kesildi.)
28. I’m out of breath from chasing my dog around the yard. (Bahçede köpeğimi kovalamaktan nefesim kesildi.)
29. The weightlifter was out of breath after lifting a heavy barbell. (Ağır barbell kaldırdıktan sonra halterci nefesi kesilmişti.)
30. I’m out of breath from trying to catch my breath. (Nefesimi tutmaya çalışınca nefesim kesildi.)
31. The singer was out of breath after performing a difficult song. (Zor bir şarkı söyledikten sonra şarkıcı nefesi kesilmişti.)
32. I’m out of breath from trying to run a mile. (Bir mil koşmaya çalışınca nefesim kesildi.)
33. The student was out of breath after rushing to class. (Ders için koşunca öğrencinin nefesi kesildi.)
34. She was out of breath after laughing so hard at the joke. (Şakaya çok gülmekten nefesi kesilmişti.)
35. I’m out of breath from carrying my baby around all day. (Bebekle tüm gün dolaşınca nefesim kesildi.)

Özet

Out of breath, solunumun hızlandığı, zorlandığı veya yeterince oksijen alamadığı durumlarda kullanılan bir İngilizce deyimdir. Bu deyimi örnek cümleler ile kullanarak daha iyi öğrenebilirsiniz.