Out İnto İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Out İnto İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Out into İle İlgili Cümleler

Out into, Türkçe’de “dışarıya doğru” anlamına gelir. Aşağıda, “out into” ifadesinin kullanıldığı 20 örnek cümle yer almaktadır:

1. He walked out into the garden to enjoy the beautiful day. (Güzel bir günü kutlamak için bahçeye çıktı.)
2. The children ran out into the street without looking both ways. (Çocuklar, her iki yöne bakmadan sokağa koştu.)
3. The dogs barked out into the night, scaring away any potential intruders. (Köpekler geceye doğru havladılar ve herhangi bir potansiyel girişimi korkuttular.)
4. She gazed out into the horizon, lost in thought. (Düşüncelere dalan o, ufuklara bakıyordu.)
5. The sun was setting, casting a beautiful glow out into the ocean. (Güneş batıyor, okyanusa güzel bir ışıltı yayılıyor.)
6. The old man stepped out into the rain, feeling the drops on his face. (Yaşlı adam, yüzüne düşen yağmur damlalarını hissederek yağmurun içine adım attı.)
7. The fire spread out into the forest, causing widespread devastation. (Ateş ormana yayıldı ve yaygın yıkıma neden oldu.)
8. She stepped out into the cold, shivering air, wishing she had brought a jacket. (Soğuk, titreyen havaya adım attı ve bir ceket getirmiş olsaydı keşke diye düşündü.)
9. The balloon drifted out into the sky, disappearing from sight. (Balon gökyüzüne doğru süzüldü ve görüş alanından kayboldu.)
10. The car pulled out into the street, merging with the flow of traffic. (Araba sokağa çıktı ve trafik akışına karıştı.)
11. The birds flew out into the open sky, free to soar as they pleased. (Kuşlar açık gökyüzüne uçtu ve istedikleri gibi süzüldüler.)
12. The cat slunk out into the night, hunting for prey. (Kedi geceye doğru sıvıştı ve av peşinde koştu.)
13. The boat sailed out into

the open sea, leaving the shore behind. (Tekne açık denize doğru yelken açtı ve kıyıyı geride bıraktı.)
14. The plane taxied out into the runway, preparing for takeoff. (Uçak pistte ilerledi ve kalkış için hazırlık yaptı.)

15. The child peeked out into the hallway, trying to catch a glimpse of his surprise party. (Çocuk, sürpriz partisini görmeye çalışarak koridora göz attı.)
16. The hikers trekked out into the wilderness, exploring new territory. (Yürüyüşçüler, yeni topraklar keşfetmek için yaban doğasına doğru ilerledi.)
17. The musician played his guitar out into the crowd, filling the air with his music. (Müzisyen gitarını çalarak kalabalığa doğru sesini yaydı ve havayı müziğiyle doldurdu.)
18. The runner sprinted out into the field, determined to win the race. (Koşucu, yarışı kazanmak için kararlı bir şekilde sahaya doğru koştu.)
19. The flower bloomed, stretching out into the sunlight. (Çiçek açtı ve güneşe doğru uzanarak büyüdü.)
20. The photographer stepped out into the rain to capture the perfect shot. (Fotoğrafçı, mükemmel çekimi yakalamak için yağmura doğru adım attı.)