Orient İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Orient İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Orient

Orient, Türkçe anlamıyla doğu veya doğuya yönelik anlamına gelir. İngilizce cümlelerde kullanım örnekleri şu şekildedir:

1. I love the oriental culture. (Oryantal kültürü seviyorum.)
2. We should orient ourselves towards the rising sun. (Doğan güneşe yönelmeliyiz.)
3. The hotel room had an oriental theme. (Otel odası oryantal bir tema sahipti.)
4. The company is trying to orient its marketing towards a younger demographic. (Şirket, pazarlamasını daha genç bir hedef kitleye yönlendirmeye çalışıyor.)
5. The oriental spices added a unique flavor to the dish. (Oryantal baharatlar yemeğe benzersiz bir lezzet kattı.)
6. The compass needle always points towards the orient. (Pusula iğnesi her zaman doğuya doğru işaret eder.)
7. The artist drew inspiration from the oriental landscapes. (Sanatçı, oryantal manzaralardan ilham aldı.)
8. We need to orient ourselves to the local customs and traditions. (Yerel adetlere ve geleneklere uygun şekilde yönelmeliyiz.)
9. The oriental rug was handwoven and beautiful. (Oryantal halı el dokuması ve güzeldi.)
10. The company has decided to orient its business strategy towards sustainable practices. (Şirket, iş stratejisini sürdürülebilir uygulamalara yönlendirmeye karar verdi.)
11. The oriental dance performance was breathtaking. (Oryantal dans gösterisi nefes kesiciydi.)
12. We need to orient the map correctly in order to find our way. (Yolumuzu bulmak için haritayı doğru şekilde yönlendirmemiz gerekiyor.)
13. The oriental tea ceremony was a beautiful and elegant experience. (Oryantal çay seremonisi güzel ve zarif bir deneyimdi.)
14. The hotel staff provided an oriental-style breakfast for the guests. (Otel personeli, konuklar için oryantal tarzda bir kahvaltı sundu.)
15. We need to orient ourselves towards the needs of our customers. (Müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelmeliyiz.)
16. The oriental calligraphy was intricate and beautiful. (Oryantal kaligrafi karmaşık ve güzeldi.)
17. The country’s culture has been influenced by the orient for centuries. (Ülkenin kültürü asırlardır oryantalin etkisi altında kalmıştır.)
18. We need to orient ourselves to the task at hand and focus. (Elimizdeki göreve yönelmeli ve odaklanmalıyız.)
19. The oriental music was a beautiful blend of traditional and modern elements. (Oryantal müzik geleneksel ve modern unsurların güzel bir karışımıydı.)
20. The company hired a consultant to help orient them towards a global market. (Şirket, küresel bir pazara yönelmelerine yardımcı olacak bir danışman tuttu.)

21. The oriental architecture was breathtaking with intricate details. (Oryantal mimari detaylarıyla nefes kesiciydi.)
22. The company needs to orient its workforce towards a more diverse and inclusive environment. (Şirket, çalışanlarını daha çeşitli ve kapsayıcı bir ortama yönlendirmesi gerekiyor.)
23. The oriental fabrics were soft and vibrant with unique patterns. (Oryantal kumaşlar benzersiz desenleriyle yumuşak ve canlıydı.)
24. We need to orient ourselves towards a more sustainable way of living. (Daha sürdürülebilir bir yaşam tarzına yönelmemiz gerekiyor.)
25. The oriental medicine practices have been used for centuries for healing. (Oryantal tıp uygulamaları, iyileşme için asırlardır kullanılmaktadır.)
26. The company’s new orientation towards innovation has resulted in new and exciting products. (Şirketin yeniliklere yönelik yeni yönelimi, yeni ve heyecan verici ürünlere yol açtı.)
27. The oriental market was full of vibrant colors, scents, and sounds. (Oryantal pazar canlı renkler, kokular ve seslerle doluydu.)
28. We need to orient ourselves towards a more positive mindset. (Daha olumlu bir zihin yapısına yönelmeliyiz.)
29. The oriental philosophy emphasizes harmony and balance in life. (Oryantal felsefe hayatta uyum ve dengeyi vurgular.)
30. The company’s decision to orient towards e-commerce has resulted in increased sales. (Şirketin e-ticarete yönelik kararı, artan satışlara neden oldu.)