Oppose İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Oppose
Oppose kelimesi Türkçe’de “karşı çıkmak, muhalefet etmek” anlamına gelir. Aşağıda, “oppose” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle ve Türkçe karşılıkları yer almaktadır.
- I oppose this decision. (Bu karara karşıyım.)
- He opposed the idea from the beginning. (O, fikre başından beri karşı çıktı.)
- She is known for opposing animal cruelty. (Hayvan zulmüne karşı çıkmakla tanınır.)
- The opposition party criticized the government’s policy. (Muhalefet partisi hükümetin politikasını eleştirdi.)
- Many people opposed the construction of the new building. (Yeni binanın inşasına birçok insan karşı çıktı.)
- The students opposed the new rules. (Öğrenciler yeni kurallara karşı çıktılar.)
- The company opposes any form of discrimination. (Şirket her türlü ayrımcılığa karşı çıkar.)
- The workers’ union opposed the pay cut. (İşçi sendikası ücret kesintisine karşı çıktı.)
- The government is opposed to illegal immigration. (Hükümet yasa dışı göçe karşıdır.)
- The environmentalists opposed the mining project. (Çevreciler madencilik projesine karşı çıktılar.)
- He opposes the death penalty. (O, idam cezasına karşıdır.)
- The community opposed the closure of the local library. (Topluluk yerel kütüphanenin kapatılmasına karşı çıktı.)
- The opposition leader gave a speech against the new law. (Muhalefet lideri yeni yasaya karşı bir konuşma yaptı.)
- The committee opposed the proposal. (Komite öneriye karşı çıktı.)
- She opposes violence in any form. (O, her türlü şiddete karşıdır.)
- The residents opposed the construction of a new highway. (Sakinler yeni bir otoyolun yapımına karşı çıktılar.)
- He opposed his father’s decision. (O, babasının kararına karşı çıktı.)
- The opposition parties formed an alliance. (Muhalefet partileri bir ittifak oluşturdu.)
- The group opposes the use of animals for testing. (Grup hayvanların test için kullanımına karşı çıkar.)
- The workers opposed the introduction of new technology. (İşçiler yeni teknolojinin kullanımına karşı çıktılar.)
- The senator opposed the bill and proposed an alternative. (Senatör yasaya karşı çıktı ve bir alternatif önerdi.)
- The organization opposes the use of single-use plastics. (Organizasyon tek kullanımlık plastiklerin kullanımına karşıdır.)
- The activist opposed the government’s decision to cut down the forest. (Aktivist hükümetin ormanı kesme kararına karşı çıktı.)
- The coach opposed the referee’s decision and argued with him. (Antrenör hakemin kararına karşı çıktı ve onunla tartıştı.)
- The opposition candidate lost the election. (Muhalefet adayı seçimleri kaybetti.)
- The scientists opposed the use of genetically modified organisms in agriculture. (Bilim adamları tarımda genetiği değiştirilmiş organizmaların kullanımına karşı çıktılar.)
- The students opposed the school’s dress code. (Öğrenciler okulun kıyafet kurallarına karşı çıktılar.)
- The activists opposed the building of a new dam that would destroy the natural habitat. (Aktivistler doğal yaşam alanını yok edecek yeni bir barajın inşasına karşı çıktılar.)
- The opposition parties are planning to hold a demonstration against the government’s policies. (Muhalefet partileri hükümet politikalarına karşı bir gösteri düzenlemeyi planlıyorlar.)
- The parents opposed the school’s decision to cut the music program. (Veliler, okulun müzik programını kapatma kararına karşı çıktılar.)
Hemen Yorum Yaz