Onset İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Onset İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Onset Nedir?

Onset, bir durumun ya da hastalığın başlama anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. The onset of winter brings cold temperatures. (Kışın başlaması soğuk sıcaklıklar getirir.)
2. The onset of the disease was sudden. (Hastalığın başlangıcı aniden oldu.)
3. The onset of the storm caused the cancellation of the outdoor concert. (Fırtınanın başlaması açık hava konserinin iptal edilmesine neden oldu.)
4. The onset of puberty is a time of many changes for adolescents. (Ergenlik döneminin başlangıcı, gençler için birçok değişikliğin yaşandığı bir zamandır.)
5. The onset of the pandemic caught many people off guard. (Salgının başlangıcı birçok insanı hazırlıksız yakaladı.)
6. The onset of the movie was delayed due to technical difficulties. (Film başlangıcı teknik sorunlar nedeniyle gecikti.)
7. The onset of spring means longer days and warmer weather. (İlkbaharın başlaması daha uzun günler ve daha sıcak hava anlamına gelir.)
8. The onset of the recession had a major impact on the economy. (Durgunluğun başlangıcı ekonomi üzerinde büyük bir etkiye sahipti.)
9. The onset of symptoms indicated the need for medical attention. (Belirtilerin başlangıcı tıbbi müdahale gerektirdiğini gösterdi.)
10. The onset of the project was delayed due to funding issues. (Projenin başlangıcı finansman sorunları nedeniyle gecikti.)
11. The onset of the concert was marked by a burst of applause. (Konserin başlangıcı bir alkış patlaması ile işaretlendi.)
12. The onset of the meeting was delayed due to traffic congestion. (Toplantının başlangıcı trafik yoğunluğu nedeniyle gecikti.)
13. The onset of the hurricane led to widespread power outages. (Kasırganın başlangıcı yaygın güç kesintilerine neden oldu.)
14. The onset of the game was eagerly anticipated by the fans. (Oyunun başlangıcı hayranlar tarafından büyük bir heyecanla bekleniyordu.)
15. The onset of the new year is a time for reflection and goal-setting. (Yeni yılın başlangıcı düşünme ve hedef belirleme zamanıdır.)
16. The onset of the fire was quickly

detected by the smoke detectors. (Yangının başlangıcı duman dedektörleri tarafından hızlı bir şekilde tespit edildi.)
17. The onset of the concert season is always an exciting time for music lovers. (Konser sezonunun başlangıcı her zaman müzik severler için heyecan vericidir.)

18. The onset of the recession led to a rise in unemployment. (Durgunluğun başlangıcı işsizlikte artışa neden oldu.)
19. The onset of the game signaled the beginning of a new era for the team. (Oyunun başlangıcı, takım için yeni bir dönemin başlangıcını işaret etti.)
20. The onset of the illness required immediate medical attention. (Hastalığın başlangıcı derhal tıbbi müdahale gerektirdi.)

Türkçe anlamlarıyla birlikte 20 örnek cümlede “onset” kelimesinin kullanımı gösterilmiştir.