Dislocate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dislocate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dislocate kelimesinin anlamı


Dislocate, bir vücut parçasının doğru yerinden ayrılması veya yerinden çıkması anlamına gelir. Ayrıca, bir şeyin normal konumundan çıkması veya bozulması durumunu da ifade eder.

Örnek cümleler:


1. I dislocated my shoulder while playing football. (Futbol oynarken omzumu çıkardım.)
2. The earthquake dislocated many buildings from their foundations. (Deprem, birçok binayı temellerinden çıkardı.)
3. The puzzle pieces were dislocated and we couldn’t put them together. (Bulmaca parçaları birbirinden ayrıldı ve birleştiremedik.)
4. The storm dislocated the ship’s mast. (Fırtına, geminin direğini yerinden çıkardı.)
5. He accidentally dislocated his jaw while yawning. (Esnerken ağzını yanlışlıkla çıkardı.)
6. The surgery was necessary to fix the dislocated knee. (Çıkık dizini düzeltmek için ameliyat gerekiyordu.)
7. The machine was dislocated and needed repairs. (Makine yerinden çıktı ve tamir edilmeye ihtiyaç duydu.)
8. The hip joint was dislocated in the accident. (Kazada kalça eklemi çıktı.)
9. The argument dislocated their friendship. (Tartışma arkadaşlıklarını bozdu.)
10. The heavy snowfall dislocated the traffic in the city. (Yoğun kar yağışı şehirdeki trafik akışını bozdu.)
11. The gymnast dislocated her ankle during practice. (Jimnastik yaparken bileğini çıkardı.)
12. The new company policy dislocated the established hierarchy. (Yeni şirket politikası, kurulmuş hiyerarşiyi bozdu.)
13. The thief dislocated the lock to break into the house. (Hırsız, evin içine girmek için kilidi yerinden çıkardı.)
14. The dislocated furniture made it difficult to move around the room. (Yerinden çıkmış mobilyalar, odada hareket etmeyi zorlaştırdı.)
15. The sudden change in plans dislocated everyone’s schedules. (Planlardaki ani değişiklik, herkesin programını bozdu.)
16. The dislocated pieces of the puzzle were scattered on the floor. (Bulmaca parçaları yerinden çıkmış ve yerde dağılmıştı.)
17. The storm dislocated the power lines and left the town without electricity. (Fırtına elektrik hatlarını yerinden çıkardı ve kasabayı elektriksiz bıraktı.)
18. The dislocated bookshelf fell over and broke some of the items on it. (Yerinden çıkmış kitaplık devrildi ve üzerindeki bazı eşyalar kırıldı.)
19. The dislocated section of the pipe caused a water leak in the house. (Boruun yerinden çıkmış bölümü, evde su sızıntısına neden oldu.)
20. The dislocated

roof tiles allowed rainwater to seep into the attic. (Yerinden çıkmış çatı kiremitleri, yağmur suyunun çatı katına sızmasına izin verdi.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve siyah renkte yazılmıştır.)

Türkçe Karşılıklar:


– çıkarmak
– yerinden çıkmak
– birleştirememek
– yerinden çıkarmak
– çıkarmak
– düzeltmek
– tamir etmek
– çıkmak
– arkadaşlığı bozmak
– trafik akışını bozmak
– çıkarmak
– hiyerarşiyi bozmak
– kilidi yerinden çıkarmak
– hareket etmeyi zorlaştırmak
– programı bozmak
– dağılmak
– elektriksiz bırakmak
– kırılmak
– su sızıntısına neden olmak
– sızmasına izin vermek.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.