Onrush İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Onrush
Onrush, hızlı ve şiddetli bir şekilde hareket etme eylemi veya hissidir. Özellikle araçlarla ilgili bir terim olarak kullanılır.
- The onrush of the water was too strong for me to swim against. (Su akışı benim karşıma çok güçlü geldi.)
- The onrush of customers during the sale was overwhelming. (İndirim döneminde müşteri akını çok yoğundu.)
- The onrush of traffic on the highway was causing delays. (Otoyoldaki trafik akışı gecikmelere neden oluyordu.)
- The onrush of emotions was too much for him to handle. (Duygularının akışı onun için çok fazlaydı.)
- The onrush of adrenaline gave him the courage to jump out of the plane. (Adrenalin akışı, uçaktan atlamak için cesaret verdi.)
- The onrush of the storm was causing power outages in the area. (Fırtına akını, bölgede elektrik kesintilerine neden oluyordu.)
- The onrush of nostalgia hit her as soon as she entered her childhood home. (Nostaljinin akını, çocukluk evine girdiği anda onu sarıverdi.)
- The onrush of ideas kept him up all night. (Fikirlerin akışı, onu tüm gece uykusuz bıraktı.)
- The onrush of panic made her forget her own name. (Panik akını, kendi adını bile unutturdu ona.)
- The onrush of hunger made him devour the entire pizza by himself. (Açlık akını, bütün pizzayı tek başına yemeye sebep oldu.)
- The onrush of tourists during the summer months can be overwhelming. (Turist akını, yaz aylarında ezici olabilir.)
- The onrush of memories flooded her mind as she flipped through old photo albums. (Anıların akını, eski fotoğraf albümlerini karıştırırken zihnini doldurdu.)
- The onrush of competition in the market made it difficult for small businesses to survive. (Pazardaki rekabetin akını, küçük işletmelerin hayatta kalmalarını zorlaştırdı.)
- The onrush of pain was too much for him to bear. (Ağrı akını, onun için katlanılmazdı.)
- The onrush of excitement made her feel like she was going to burst. (Heyecan akını, onu patlayacak gibi hissettirdi.)
- The onrush of spring brought new life to the garden. (Baharın akını, bahçeye yeni hayat getirdi.)
- The onrush of the waves was mesmerizing to watch. (Dalgaların akını, izlemesi büyüleyiciydi.)
- The onrush of technology has revolutionized the way we live. (Teknolojinin akını, yaşam tarzımızı kökten değiştirdi.)
- The onrush of smoke from the fire made it difficult to breathe. (Yangının duman akını, nefes almalarını zorla
- The onrush of the car was sudden and unexpected, causing a collision. (Araçların akını, aniden ve beklenmedik bir şekilde gerçekleşti ve bir çarpışmaya neden oldu.)
(Türkçe Çevirileri kalın ve kırmızı renkle yazılmıştır.)
Hemen Yorum Yaz