On The İnstant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
“Instant” Kelimesi
İngilizce kelime “instant” Türkçe’de “anlık, hemen olan” anlamlarına gelir.
Örnek cümleler:
- I need an instant answer to this question. (Bu soruya anında cevap vermem gerekiyor.)
- The instant I saw her, I knew she was the one. (Onu gördüğüm an, o benim aradığım kişi olduğunu anladım.)
- The cake mix requires instant pudding. (Kek karışımı anında puding gerektirir.)
- He has an instant attraction to her. (Ona anında çekim duyuyor.)
- The machine can make instant coffee. (Makine anında kahve yapabilir.)
- He regretted his instant decision. (Ani kararından pişman oldu.)
- She’s not an instant success, but she works hard. (O, anında başarı elde etmiyor, ancak çok çalışıyor.)
- I need an instant replay to see what happened. (Ne olduğunu görmek için anında tekrar izlemem gerekiyor.)
- The instant noodles are a quick and easy meal. (Anında noodleler hızlı ve kolay bir yemektir.)
- She has an instant connection with animals. (Hayvanlarla anında bir bağlantısı var.)
- The teacher gave an instant assignment. (Öğretmen anında bir ödev verdi.)
- The athlete had an instant reaction to the new training program. (Sporcu yeni antrenman programına anında tepki verdi.)
- She has an instant sense of humor. (O anında mizah anlayışı vardır.)
- The instant messaging app is popular among young people. (Anında mesajlaşma uygulaması gençler arasında popülerdir.)
- He became an instant celebrity after his performance. (Performansından sonra anında ünlü oldu.)
- The medicine promises instant relief from pain. (İlaç ağrıdan anında rahatlama vadeder.)
- The company offers instant delivery for an extra fee. (Şirket, ek ücret karşılığında anında teslimat sunar.)
- She made an instant connection with her new colleagues. (Yeni meslektaşlarıyla anında bağlantı kurdu.)
- He has an instant solution to the problem. (O, probleme anında bir çözümü var.)
- The instant feedback helped her improve her performance. (Anında geri bildirim performansını iyileştirmesine yardımcı oldu.)
- The fire spread instantaneously and destroyed the building. (Yangın anında yayıldı ve binayı yıktı.)
- The instant gratification of shopping online can be addictive. (Online alışverişin anında tatmini bağımlılık yapabilir.)
- She had an instant reaction to the spicy food. (Baharatlı yemeğe anında tepki verdi.)
- The artist captured the scene in an instant with his brush strokes. (Sanatçı fırça darbeleriyle anında sahneyi yakaladı.)
- The company’s instant success was unexpected. (Şirketin anında başarısı beklenmedikti.)
- The instant camera prints photos right after taking them. (Anında kamera fotoğrafları çekildikten hemen sonra basar.)
- He gained an instant reputation for his innovative ideas. (Yenilikçi fikirleriyle anında ün kazandı.)
- The instant the phone rang, she knew it was bad news. (Telefon çaldığı anda, kötü haber olduğunu anladı.)
- The instant replay showed that the referee made the wrong call. (Anında tekrar izlendiğinde, hakemin yanlış karar verdiği görüldü.)
- The new feature allows for instant translation of text. (Yeni özellik metnin anında çevirisine izin verir.)
Hemen Yorum Yaz