On The İnstant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

On The İnstant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

“Instant” Kelimesi


İngilizce kelime “instant” Türkçe’de “anlık, hemen olan” anlamlarına gelir.

Örnek cümleler:

  1. I need an instant answer to this question. (Bu soruya anında cevap vermem gerekiyor.)
  2. The instant I saw her, I knew she was the one. (Onu gördüğüm an, o benim aradığım kişi olduğunu anladım.)
  3. The cake mix requires instant pudding. (Kek karışımı anında puding gerektirir.)
  4. He has an instant attraction to her. (Ona anında çekim duyuyor.)
  5. The machine can make instant coffee. (Makine anında kahve yapabilir.)
  6. He regretted his instant decision. (Ani kararından pişman oldu.)
  7. She’s not an instant success, but she works hard. (O, anında başarı elde etmiyor, ancak çok çalışıyor.)
  8. I need an instant replay to see what happened. (Ne olduğunu görmek için anında tekrar izlemem gerekiyor.)
  9. The instant noodles are a quick and easy meal. (Anında noodleler hızlı ve kolay bir yemektir.)
  10. She has an instant connection with animals. (Hayvanlarla anında bir bağlantısı var.)
  11. The teacher gave an instant assignment. (Öğretmen anında bir ödev verdi.)
  12. The athlete had an instant reaction to the new training program. (Sporcu yeni antrenman programına anında tepki verdi.)
  13. She has an instant sense of humor. (O anında mizah anlayışı vardır.)
  14. The instant messaging app is popular among young people. (Anında mesajlaşma uygulaması gençler arasında popülerdir.)
  15. He became an instant celebrity after his performance. (Performansından sonra anında ünlü oldu.)
  16. The medicine promises instant relief from pain. (İlaç ağrıdan anında rahatlama vadeder.)
  17. The company offers instant delivery for an extra fee. (Şirket, ek ücret karşılığında anında teslimat sunar.)
  18. She made an instant connection with her new colleagues. (Yeni meslektaşlarıyla anında bağlantı kurdu.)
  19. He has an instant solution to the problem. (O, probleme anında bir çözümü var.)
  20. The instant feedback helped her improve her performance. (Anında geri bildirim performansını iyileştirmesine yardımcı oldu.)
  1. The fire spread instantaneously and destroyed the building. (Yangın anında yayıldı ve binayı yıktı.)
  2. The instant gratification of shopping online can be addictive. (Online alışverişin anında tatmini bağımlılık yapabilir.)
  3. She had an instant reaction to the spicy food. (Baharatlı yemeğe anında tepki verdi.)
  4. The artist captured the scene in an instant with his brush strokes. (Sanatçı fırça darbeleriyle anında sahneyi yakaladı.)
  5. The company’s instant success was unexpected. (Şirketin anında başarısı beklenmedikti.)
  6. The instant camera prints photos right after taking them. (Anında kamera fotoğrafları çekildikten hemen sonra basar.)
  7. He gained an instant reputation for his innovative ideas. (Yenilikçi fikirleriyle anında ün kazandı.)
  8. The instant the phone rang, she knew it was bad news. (Telefon çaldığı anda, kötü haber olduğunu anladı.)
  9. The instant replay showed that the referee made the wrong call. (Anında tekrar izlendiğinde, hakemin yanlış karar verdiği görüldü.)
  10. The new feature allows for instant translation of text. (Yeni özellik metnin anında çevirisine izin verir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.