On Purpose İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

On Purpose İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

On Purpose Nedir?

On purpose, bilerek ve isteyerek yapılan bir eylemi veya davranışı ifade eder. Bu kelime bir niyeti veya amacı belirtir ve çoğunlukla olumsuz bir durumla ilişkilendirilir.

Örnek Cümleler:

1. I didn’t break the vase on purpose. (Kasıtlı olarak vazoyu kırmadım.)
2. He arrived late on purpose to avoid the meeting. (Toplantıyı kaçınmak için kasıtlı olarak geç kaldı.)
3. She said it on purpose to hurt my feelings. (Hislerimi incitmek için kasıtlı olarak söyledi.)
4. They left the party on purpose because they were bored. (Sıkıldıkları için partiye kasıtlı olarak erken ayrıldılar.)
5. He forgot his homework on purpose. (Ev ödevini kasıtlı olarak unuttu.)
6. She spilled the drink on purpose to get attention. (Dikkat çekmek için kasıtlı olarak içeceği döktü.)
7. They ignored me on purpose. (Beni kasıtlı olarak görmezden geldiler.)
8. He lied to me on purpose. (Bana kasıtlı olarak yalan söyledi.)
9. She pretended not to hear me on purpose. (Kasıtlı olarak beni duymamış gibi yaptı.)
10. They broke up on purpose to see other people. (Başka insanlarla görüşmek için kasıtlı olarak ayrıldılar.)
11. He ate the last slice of pizza on purpose. (Kasıtlı olarak son dilimi pizza yedi.)
12. She deleted my email on purpose. (Kasıtlı olarak e-postamı sildi.)
13. They laughed at me on purpose. (Benimle kasıtlı olarak dalga geçtiler.)
14. He parked in my spot on purpose. (Kasıtlı olarak benim yerime park etti.)
15. She broke the rules on purpose. (Kasıtlı olarak kuralları çiğnedi.)
16. They played a prank on me on purpose. (Benimle kasıtlı olarak bir şaka yaptılar.)
17. He ruined my surprise on purpose. (Kasıtlı olarak sürprizimi bozdu.)
18. She ignored my advice on purpose. (Kasıtlı olarak tavsiyemi görmezden geldi.)
19. They made a mess on purpose. (Kasıtlı olarak dağıttılar.)
20. He left the door open on purpose. (Kasıtlı olarak kapıyı açık bıraktı.)

İlişkili Kelimeler:

• Intentionally (Kasıtlı olarak)
• Deliberately (Kasten)
• Willfully (Bilerek)
• Purposeful (Amaçlı)
• Design (Tasarlamak)
• Plan (Planlamak)
• Scheme (Düzenlemek)
• Strategy (Strateji)

Örnek Cümleler:

1. She intentionally broke the vase to get back at her ex-boyfriend. (Eski sevgilisine karşı intikam almak için kasıtlı olarak vazoyu kırdı.)
2. He deliberately ignored my messages to show his anger. (Öfkeli olduğunu göstermek için kasıtlı olarak mesajlarımı görmezden geldi.)
3. They willfully disobeyed their parents’ rules. (Ebeveynlerinin kurallarını bilerek çiğnediler.)
4. The purposeful silence in the room made everyone uncomfortable. (Odadaki amaçlı sessizlik herkesi rahatsız etti.)
5. She designed the website with a purposeful layout to improve user experience. (Kullanıcı deneyimini artırmak için amaçlı bir düzenlemeyle web sitesini tasarladı.)
6. He planned his vacation meticulously to make the most of his time. (Zamanını en iyi şekilde değerlendirmek için tatilini özenle planladı.)
7. They schemed to overthrow the government. (Hükümeti devirmek için düzenleme yaptılar.)
8. The company’s marketing strategy was to target younger audiences. (Şirketin pazarlama stratejisi, genç kitlelere yönelikti.)