Officer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Officer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Officer Nedir?

Officer, genellikle güvenlik, polis, askerlik veya yönetim gibi konularda görev yapan bir kişidir.

Örnek cümleler:

  1. The police officer stopped the car for speeding. (Polis memuru aracı hızdan dolayı durdurdu.)
  2. The security officer checked my ID before allowing me to enter the building. (Güvenlik görevlisi binaya girmeden önce kimliğimi kontrol etti.)
  3. The officer in charge of the project is very experienced. (Projenin sorumlu memuru çok tecrübeli.)
  4. The officer gave the soldiers their orders before the mission. (Subay, askerlere görevlerini operasyondan önce verdi.)
  5. The traffic officer directed the cars to alternate routes due to the road construction. (Trafik polisi, yol yapımı nedeniyle araçları alternatif yollara yönlendirdi.)
  6. The officer interrogated the suspect for hours. (Memur, şüpheliyi saatlerce sorguladı.)
  7. The officer issued a warning to the driver for not wearing a seatbelt. (Memur, sürücüye emniyet kemeri takmaması nedeniyle uyarı verdi.)
  8. The immigration officer stamped my passport and allowed me to enter the country. (Göçmenlik memuru, pasaportuma mühür basarak ülkeye girmeme izin verdi.)
  9. The officer escorted the VIP to the event. (Memur, VIP’yi etkinliğe refakat etti.)
  10. The police officer arrested the suspect for theft. (Polis memuru, hırsızlık suçundan şüpheliyi tutukladı.)
  11. The correctional officer monitored the inmates in the prison. (Düzeltme memuru, hapishanede mahkumları izledi.)
  12. The officer informed the public about the emergency situation. (Memur, acil durum hakkında halkı bilgilendirdi.)
  13. The military officer trained the new recruits. (Askeri memur, yeni askerleri eğitti.)
  14. The officer on duty patrolled the area to ensure public safety. (Nöbetçi memur, halkın güvenliğini sağlamak için bölgeyi devriye gezdi.)
  15. The fire department officer instructed the team to extinguish the fire. (İtfaiye memuru, ekibe yangını söndürmeleri için talimat verdi.)
  16. The officer inspected the cargo before allowing it to enter the port. (Memur, limana girmeden önce yükü kontrol etti.)
  17. The customs officer checked my luggage for contraband items. (Gümrük memuru, kaçak eşyalar için bagajımı kontrol etti.)
  18. The officer coordinated the rescue mission to save the stranded hikers. (Memur, mahsur kalan yürüyüşçüleri kurtarmak için kurtarma görevini koordine etti.)
  19. The officer mediated the dispute between the two parties. (Memur, iki taraf arasındaki anlaşmazlığı arabuluculuk yaparak çözdü.)
  20. The border patrol officer checked my passport and asked

me some questions about my trip. (Sınır güvenlik memuru, pasaportumu kontrol etti ve seyahatimle ilgili bazı sorular sordu.)


Not: Örnekleme yaparken farklı türlerdeki officer pozisyonlarına yer vermeye çalıştım ve cümleleri farklı senaryolara uyarlamaya özen gösterdim.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.