Oblige İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Oblige İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Oblige (Fiil)

Türkçe Anlamı: Bir kişinin isteğini yerine getirmek, zorlamak veya yükümlülük altına girmek.

Örnek Cümleler:

  1. I am happy to oblige you with your request. (Senin isteğinle ben mutlu bir şekilde yardımcı olacağım.)
  2. She obliged me by lending me her car. (O arabasını bana ödünç vererek beni zor durumdan kurtardı.)
  3. He was obliged to attend the meeting. (Toplantıya katılmak zorundaydı.)
  4. The hotel obliged us with a late checkout. (Otel bize geç çıkış yapma imkanı sağladı.)
  5. I am obliged to report this matter to the authorities. (Bu konuyu yetkililere bildirmek zorundayım.)
  6. She obliged her parents by taking care of her younger siblings. (Küçük kardeşlerine bakarak, ebeveynlerine yardımcı oldu.)
  7. He obliged his friend by giving him a ride to the airport. (Arkadaşını havaalanına götürerek ona yardımcı oldu.)
  8. The teacher obliged the students by giving them extra time to finish their assignments. (Öğretmen, öğrencilere ödevlerini bitirmek için ekstra zaman vererek onlara yardımcı oldu.)
  9. The company obliged its employees by providing them with health insurance. (Şirket, çalışanlarına sağlık sigortası sağlayarak onlara yardımcı oldu.)
  10. She obliged the guests by making sure that everything was perfect for the party. (Parti için her şeyin mükemmel olduğundan emin olarak misafirleri memnun etti.)
  11. He was obliged to apologize for his behavior. (Davranışı için özür dilemek zorundaydı.)
  12. The waiter obliged us by bringing us extra napkins. (Garson, ekstra peçete getirerek bize yardımcı oldu.)
  13. She obliged her boss by working overtime to meet the deadline. (Patronuna süreyi karşılamak için fazla çalışarak ona yardımcı oldu.)
  14. He obliged his wife by fixing the broken sink. (Bozuk lavaboyu tamir ederek eşine yardımcı oldu.)
  15. The neighbor obliged by taking care of the plants while they were away. (Komşu, onlar yokken bitkileri bakarak yardımcı oldu.)
  16. The company was obliged to pay compensation for the damage caused by their negligence. (Şirket, ihmalleri sonucu ortaya çıkan zarar için tazminat ödemek zorunda kaldı.)
  17. He obliged his friend by loaning him some money. (Arkadaşına borç vererek ona yardımcı oldu.)
  18. The hotel obliged us by upgrading our room to a suite. (Otel, odamızı süite yükselterek bize yardımcı oldu.)
  19. She obliged her parents by studying hard and getting good grades. (Sıkı çalışarak, iyi notlar alarak ebeveynlerine yardımcı oldu.)
    20
  1. The employee obliged his manager by completing the project before the deadline. (Çalışan, proje süresinden önce tamamlayarak yöneticisine yardımcı oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.