Obfuscate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Obfuscate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Obfuscate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı: Obfuscate, anlaşılması veya okunması zorlaştırmak anlamına gelir.

  1. The author purposely obfuscated the meaning of the text to challenge the reader’s interpretation. (Yazar, okuyucunun yorumlamasını zorlamak için metnin anlamını kasıtlı olarak kararttı.)
  2. The software was obfuscated to prevent hackers from reverse engineering it. (Yazılım, tersine mühendislik yapmalarını önlemek için karartıldı.)
  3. The witness’s testimony was obfuscated by their inconsistent statements. (Tanığın ifadesi, tutarsız açıklamalarıyla karartılmıştı.)
  4. The politician used obfuscation to avoid answering the reporter’s questions. (Politikacı, muhabirin sorularını cevaplamaktan kaçınmak için karartma taktiği kullandı.)
  5. The company’s financial records were deliberately obfuscated to conceal embezzlement. (Şirketin mali kayıtları, zimmeti gizlemek için bilerek karartıldı.)
  6. The encryption algorithm obfuscated the message, making it unreadable to unauthorized individuals. (Şifreleme algoritması mesajı karartarak, yetkisiz kişiler tarafından okunamaz hale getirdi.)
  7. The defendant’s lawyer attempted to obfuscate the facts of the case to sway the jury’s decision. (Sanığın avukatı, jürinin kararını etkilemek için davanın gerçeklerini karartmaya çalıştı.)
  8. The spy used obfuscation techniques to disguise their true identity. (Casus, gerçek kimliğini gizlemek için karartma teknikleri kullandı.)
  9. The lecturer obfuscated the topic, leaving the students confused and frustrated. (Öğretim görevlisi konuyu karartarak, öğrencileri kafası karışık ve sinirli bıraktı.)
  10. The code was obfuscated to prevent competitors from stealing the company’s intellectual property. (Kod, rakiplerin şirketin fikri mülkiyetini çalmalarını önlemek için karartıldı.)
  11. The company’s spokesperson obfuscated the issue, refusing to give a clear answer. (Şirket sözcüsü, açık bir cevap vermeyi reddederek konuyu kararttı.)
  12. The author used obfuscation to add an air of mystery to their novel. (Yazar, romanına gizemli bir hava katmak için karartma teknikleri kullandı.)
  13. The lawyer obfuscated the details of the contract to take advantage of their client. (Avukat, müvekkilinden faydalanmak için sözleşmenin detaylarını kararttı.)
  14. The government obfuscated the true cost of the project to avoid public backlash. (Hükümet, halkın tepkisinden kaçınmak için projenin gerçek maliyetini kararttı.)
  15. The hackers obfuscated their tracks to avoid

detection by law enforcement agencies. (Hackerlar, kanun uygulama kurumları tarafından tespit edilmekten kaçınmak için izlerini kararttı.)
16. The company’s spokesperson obfuscated the issue by using technical jargon that most people couldn’t understand. (Şirket sözcüsü, çoğu insanın anlamayacağı teknik argo kullanarak konuyu kararttı.)

  1. The author intentionally obfuscated the plot of the book to keep the reader guessing until the end. (Yazar, okuyucunun sonuna kadar tahmin yapmasını sağlamak için kitabın hikayesini kasıtlı olarak kararttı.)
  2. The contractor obfuscated the quality of the materials they used to cut corners and save money. (Müteahhit, köşeleri kesmek ve para tasarrufu yapmak için kullandığı malzemelerin kalitesini kararttı.)
  3. The software company obfuscated the source code to protect their intellectual property. (Yazılım şirketi, fikri mülkiyetlerini korumak için kaynak kodunu kararttı.)
  4. The politician’s speech was filled with obfuscation, making it difficult to discern their actual policy positions. (Politikacının konuşması karartma ile doluydu, gerçek politika pozisyonlarını ayırt etmek zordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.