Numbingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Numbingly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Numbingly Nedir?

Numbingly kelimesi, “duyarsızlıkla, hissizce, donukça” gibi anlamlara gelen bir sıfat olarak kullanılan bir kelime olarak tanımlanabilir.

Örnek Cümleler:

1. The news of her mother’s death was numbingly sad. (Annesinin ölüm haberleri hissizce üzücüydü.)
2. He spoke in such a numbingly monotone voice. (O, öyle bir duyarsızlıkla monoton bir ses tonuyla konuştu.)
3. The book was numbingly boring. (Kitap, donukça sıkıcıydı.)
4. The music was numbingly loud. (Müzik, duyarsızca yüksekti.)
5. The cold water made his feet feel numbingly cold. (Soğuk su, onun ayaklarının donukça soğuk hissetmesine neden oldu.)
6. The meeting was numbingly unproductive. (Toplantı, duyarsızca üretken olmadı.)
7. The dull gray walls gave the room a numbingly depressing atmosphere. (Mat gri duvarlar, odada duyarsızca bunaltıcı bir atmosfer yarattı.)
8. The movie was numbingly long. (Film, donukça uzundu.)
9. The numbingly cold weather made it difficult to leave the house. (Duyarsızca soğuk hava, evden çıkmayı zorlaştırdı.)
10. The lecture was numbingly tedious. (Ders, duyarsızca sıkıcıydı.)
11. The food was numbingly tasteless. (Yemek, donukça tatsızdı.)
12. The traffic was numbingly slow. (Trafik, duyarsızca yavaştı.)
13. The silence in the room was numbingly uncomfortable. (Odadaki sessizlik, duyarsızca rahatsız ediciydi.)
14. The job was numbingly repetitive. (İş, duyarsızca tekrarlayıcıydı.)
15. The color of the dress was numbingly dull. (Elbisenin rengi, duyarsızca mat ve sıkıcıydı.)
16. The bookkeeping task was numbingly mundane. (Muhasebe işlemi, duyarsızca sıradandı.)
17. The rainy weather made the day numbingly gloomy. (Yağmurlu hava, günü duyarsızca kasvetli hale getirdi.)
18. The presentation was numbingly uninteresting. (Sunum, duyarsızca ilgisizdi.)
19. The atmosphere of the party was numbingly awkward. (Partinin atmosferi, duyarsızca gergin ve sıkıcıydı.)
20. The work was numbingly exhausting. (İş, duyarsızca yorucuydu.)

21. The waiting room was numbingly quiet. (Bekleme odası, duyarsızca sessizdi.)
22. The lecture on accounting was numbingly complex. (Muhasebe konulu ders, duyarsızca karmaşıktı.)
23. The computer program was numbingly slow to load. (Bilgisayar programı, duyarsızca yavaş yükleniyordu.)
24. The job interview was numbingly stressful. (İş görüşmesi, duyarsızca stresliydi.)
25. The museum exhibit was numbingly informative. (Müze sergisi, duyarsızca bilgilendiriciydi.)
26. The play was numbingly dull and lacked energy. (Oyun, duyarsızca sıkıcıydı ve enerjisizdi.)
27. The long, monotonous drive was numbingly boring. (Uzun, monoton sürüş, duyarsızca sıkıcıydı.)
28. The new medication left her feeling numbingly tired. (Yeni ilaç, onu duyarsızca yorgun hissettirdi.)
29. The team’s performance was numbingly disappointing. (Takımın performansı, duyarsızca hayal kırıklığı yarattı.)
30. The conversation was numbingly uninteresting and lacked depth. (Sohbet, duyarsızca ilgisiz ve derinlikten yoksundu.)