Numbing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Numbing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Numbing Nedir?

Numbing, Türkçe karşılığı uyuşukluk veya hissizlik olan bir kelimedir. Genellikle psikolojik travmalara, stres ve kaygıya maruz kalmak sonucu ortaya çıkan bir durumu ifade eder. Numbing, kişinin duygu ve hislerini kontrol edemediği, kendini hissizleştirdiği ve yalıtılmış hissettiği bir durumdur.

Örnek Cümleler:

  1. The traumatic event left her feeling numb and disconnected from reality. (Travmatik olay onu hissiz ve gerçeklikten kopuk hissettirdi.)
  2. After the breakup, he was numb to the idea of love. (Ayrılıktan sonra, aşk fikrine karşı hissizleşti.)
  3. She had a numb feeling in her fingertips from being out in the cold for too long. (Çok uzun süre soğukta kaldığı için parmak uçlarında hissizlik hissetti.)
  4. The medication caused numbness in his legs. (İlaç bacaklarında uyuşukluğa sebep oldu.)
  5. He tried to cry, but the emotions were numbed. (Ağlamaya çalıştı, ancak duyguları hissizleşti.)
  6. She felt numb and detached during the funeral. (Cenaze töreninde hissiz ve bağlı olmayan hissetti.)
  7. The cold water numbed his skin. (Soğuk su cildini uyuşturdu.)
  8. She felt numbness in her arms after lifting weights. (Ağırlık kaldırdıktan sonra kollarında uyuşukluk hissetti.)
  9. He was numb to the pain after the accident. (Kazadan sonra ağrıya karşı hissizleşti.)
  10. The trauma caused him to experience numbness in his emotions. (Travma onun duygularında hissizlik yaşamasına sebep oldu.)
  11. She tried to express her feelings, but they were numbed by anxiety. (Duygularını ifade etmeye çalıştı, ancak kaygı onları hissizleştirdi.)
  12. The surgery caused numbness in his tongue. (Ameliyat dilinde uyuşukluğa sebep oldu.)
  13. He felt numbness in his feet after standing for hours. (Saatlerce ayakta kaldıktan sonra ayaklarında uyuşukluk hissetti.)
  14. The grief left her feeling numb and empty. (Acı onu hissiz ve boş hissettirdi.)
  15. She experienced numbness in her fingers from holding the steering wheel too tight. (Direksiyonu çok sıkı tuttuğu için parmaklarında uyuşukluk hissetti.)
  16. The fear numbed her ability to speak. (Korku, konuşma yeteneğini hissizleştirdi.)
  17. He felt numbness in his face after getting a dental procedure. (Diş tedavisi sonrasında yüzünde uyuşukluk hissetti.)
  18. The medication caused numbness in her lips. (İ

laç dudaklarında uyuşukluğa sebep oldu.)
19. She tried to process the news, but her mind was numbed. (Haberi işlemeye çalıştı, ancak zihninde hissizleşti.)

  1. The constant stress and pressure caused him to feel numb to the world around him. (Sürekli stres ve baskı onun çevresine karşı hissizleşmesine sebep oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.