Nuance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Nuance İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Nuance Nedir?


Nuance, ince ayrıntılar veya nüanslar anlamına gelir. İngilizce dilinde genellikle bir şeyin farklı yönleri veya detayları arasındaki ince farkları ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The nuance of his speech was lost on the audience. (Onun konuşmasındaki nüans izleyiciden kaçtı.)
  2. She was a master of nuance, able to convey complex ideas with just a few words. (O, nüansın ustasıydı ve sadece birkaç kelimeyle karmaşık fikirleri aktarabiliyordu.)
  3. The nuance of the painting was lost in the poor lighting of the gallery. (Resmin nüansı, galerinin kötü aydınlatmasında kayboldu.)
  4. It’s important to pay attention to the nuance of the language when learning a new culture. (Yeni bir kültür öğrenirken dilin nüansına dikkat etmek önemlidir.)
  5. The nuance of his emotions was difficult to read. (Onun duygularının nüansını okumak zordu.)
  6. She was able to detect the nuance of his tone, knowing that he was lying. (O, tonunun nüansını tespit edebildi ve yalan söylediğini biliyordu.)
  7. The nuance of the music was lost in the noisy environment. (Müziğin nüansı, gürültülü ortamda kayboldu.)
  8. Understanding the nuance of different dialects can be a challenge for language learners. (Farklı diyalektlerin nüansını anlamak, dil öğrenenler için zorlu olabilir.)
  9. She appreciated the nuance of the painting, noticing the subtle changes in color. (O, resmin nüansını takdir etti ve renkteki ince değişiklikleri fark etti.)
  10. The nuance of his argument was lost in the heated debate. (Tartışmanın kızıştığı yerde onun argümanının nüansı kayboldu.)
  11. The nuance of her body language indicated that she was uncomfortable. (Vücut dilinin nüansı, rahatsız olduğunu gösteriyordu.)
  12. The nuance of the poem was lost in the translation. (Şiirin nüansı, çeviride kayboldu.)
  13. He was able to convey the nuance of the character through his acting. (Oyunculuğuyla karakterin nüansını aktarabildi.)
  14. The nuance of the flavor was difficult to describe. (Lezzetin nüansını tarif etmek zordu.)
  15. The nuance of his smile suggested that he knew something we didn’t. (Gülümsemesinin nüansı, bizim bilmediğimiz bir şeyi bildiğini düşündürdü.)
  16. She was able to appreciate the nuance of the artwork, noticing the intricate details. (O, sanat eserinin nüansını takdir edebildi ve ayrıntılardaki ince detayları fark etti.)
  1. The nuance of his expression conveyed a mix of emotions. (Onun ifadesinin nüansı, duyguların bir karışımını aktardı.)
  2. Understanding the nuance of different genres is important for music critics. (Müzik eleştirmenleri için farklı türlerin nüansını anlamak önemlidir.)
  3. The nuance of her writing style made her stand out among other authors. (Yazma stilinin nüansı, diğer yazarlar arasında öne çıkmasını sağladı.)
  4. The nuance of the joke was lost in translation, leaving everyone confused. (Şakanın nüansı çeviride kayboldu ve herkesi kafası karışık bıraktı.)

Gördüğünüz gibi, nuance kelimesi birçok farklı bağlamda kullanılabilir ve İngilizce cümlelerde sıklıkla karşımıza çıkar. Anlamını anlamak, kelimenin doğru şekilde kullanılmasını sağlamak için önemlidir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.