Non-Plus İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Non-Plus İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Non-Plus Nedir?

Non-Plus, bir olumsuzluk ifade eden bir terimdir ve “artı değil” anlamına gelir. Bir şeyin eksikliğini veya olmamasını ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. She was disappointed to find out that her salary was non-plus.
    (O, maaşının artı olmadığını öğrendiğinde hayal kırıklığına uğradı.)

  2. The restaurant had a non-plus atmosphere and we decided to leave.
    (Restoranın atmosferi artı değildi ve ayrılmaya karar verdik.)

  3. The team’s performance was non-plus, and they lost the game.
    (Takımın performansı artı değildi ve maçı kaybettiler.)

  4. I’m sorry to say that your suggestion is non-plus.
    (Önerinizin artı olmadığını söylemekten üzgünüm.)

  5. The concert was non-plus, and the audience was disappointed.
    (Konser artı değildi ve seyirciler hayal kırıklığına uğradı.)

  6. The hotel’s breakfast was non-plus, and we had to go out to eat.
    (Otelin kahvaltısı artı değildi ve dışarıda yemek yemek zorunda kaldık.)

  7. The movie’s plot was non-plus, and I left the theater early.
    (Filmin konusu artı değildi ve tiyatroyu erken terk ettim.)

  8. His arguments were non-plus, and I couldn’t agree with him.
    (Onun argümanları artı değildi ve onunla aynı fikirde olamadım.)

  9. The company’s performance was non-plus, and they had to lay off employees.
    (Şirketin performansı artı değildi ve çalışanları işten çıkarmak zorunda kaldılar.)

  10. The hotel’s location was non-plus, and we had to take a taxi to go anywhere.
    (Otelin konumu artı değildi ve herhangi bir yere gitmek için taksiye binmek zorunda kaldık.)

  11. The play’s acting was non-plus, and the audience was not entertained.
    (Oyunun oyunculuğu artı değildi ve seyirciler eğlenemedi.)

  12. The book’s ending was non-plus, and it left me unsatisfied.
    (Kitabın sonu artı değildi ve beni tatmin etmedi.)

  13. The coffee was non-plus, and I couldn’t finish it.
    (Kahve artı değildi ve bitiremedim.)

  14. The museum’s exhibition was non-plus, and we left early.
    (Müzenin sergisi artı değildi ve erken ayrıldık.)

  15. The speaker’s speech was non-plus, and I didn’t learn anything new.
    (Konuşmacının konuşması artı değildi ve yeni bir şey öğrenmedim.)

  16. The car’s speed was non-plus, and we were late for the appointment.
    (Aracın hızı artı değildi ve randevuya geç kaldık.)

  17. The restaurant’s service was non-plus, and we didn’t enjoy our meal.
    (Restoranın hizmeti artı değildi ve yemeğimizden zevk

alamadık.)

  1. The hotel’s amenities were non-plus, and we had to find alternative ways to entertain ourselves.
    (Otelin imkanları artı değildi ve kendimizi eğlendirmek için alternatif yollar bulmak zorunda kaldık.)

  2. The company’s benefits package was non-plus, and the employees were dissatisfied.
    (Şirketin faydalar paketi artı değildi ve çalışanlar memnun değillerdi.)

  3. The weather was non-plus, and we had to cancel our outdoor plans.
    (Hava artı değildi ve açık hava planlarımızı iptal etmek zorunda kaldık.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.