Noiselessly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Noiselessly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Noiselessly

Noiselessly, Türkçe karşılığı sessizce olan bir sıfattır. Bir hareketin, olayın veya sesin herhangi bir gürültü veya seste bulunmadan gerçekleşmesini ifade eder.

Örnek cümleler:

1. The owl flew noiselessly over our heads. (Baykuş başımızın üzerinden sessizce uçtu.)
2. The thief entered the house noiselessly. (Hırsız sessizce eve girdi.)
3. She walked noiselessly across the room so as not to wake her sleeping baby. (Bebeğini uyandırmamak için odayı sessizce geçti.)
4. The car pulled up noiselessly in front of the building. (Araba binanın önünde sessizce durdu.)
5. The snow fell noiselessly outside the window. (Kar pencerenin dışında sessizce düştü.)
6. He opened the door noiselessly to surprise his wife. (Eşini şaşırtmak için kapıyı sessizce açtı.)
7. The leaves rustled noiselessly in the breeze. (Yapraklar hafif esintide sessizce hışırlandı.)
8. The ball rolled noiselessly across the floor. (Top zeminde sessizce ilerledi.)
9. She slipped noiselessly out of the room, hoping not to be noticed. (Fark edilmemeyi umarak oda sessizce çıktı.)
10. The cat crept noiselessly towards the mouse. (Kedi fareye sessizce yaklaştı.)
11. He typed on his computer keyboard noiselessly to avoid disturbing his coworkers. (İş arkadaşlarını rahatsız etmemek için bilgisayar klavyesinde sessizce yazdı.)
12. The train glided noiselessly into the station. (Tren sessizce istasyona süzüldü.)
13. The wind blew noiselessly through the trees. (Rüzgar ağaçların arasından sessizce esti.)
14. The elevator doors opened noiselessly. (Asansör kapıları sessizce açıldı.)
15. The dancer moved noiselessly across the stage. (Dansçı sahnede sessizce hareket etti.)
16. The clock ticked noiselessly on the wall. (Saat duvarda sessizce tik-tak yaptı.)
17. The chef chopped the vegetables noiselessly. (Aşçı sebzeleri sessizce doğradı.)
18. The fan spun noiselessly overhead. (Tavan vantilatörü sessizce döndü.)
19. The spider crawled noiselessly along the ceiling. (Örümcek tavana sessizce tırmandı.)
20. The snowshoe hare bounded noiselessly through the snow. (Karda tavşanı kar üzerinde sessizce sıçradı.)

21. The drone hovered noiselessly in the air. (Drone havada sessizce planladı.)
22. The ship glided noiselessly through the calm waters. (Gemi sakin suların üzerinde sessizce süzüldü.)
23. The children tiptoed noiselessly across the hallway. (Çocuklar koridorda sessizce yürüdüler.)
24. The thief slipped the jewels noiselessly into his pocket. (Hırsız mücevherleri sessizce cebine soktu.)
25. The curtains moved noiselessly in the breeze. (Perdeler hafif esintide sessizce hareket etti.)
26. The painter brushed the canvas noiselessly, lost in thought. (Resim sanatçısı düşüncelere dalmış sessizce tuvali boyadı.)
27. The eagle soared noiselessly over the mountains. (Kartal dağların üzerinde sessizce süzüldü.)
28. The computer fan hummed noiselessly. (Bilgisayar fanı sessizce hızlı çalıştı.)
29. The acrobat balanced noiselessly on the tightrope. (Akrobat ip üzerinde sessizce dengeledi.)
30. The rain fell noiselessly on the roof of the car. (Yağmur arabamızın çatısına sessizce düştü.)