Necessitate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Necessitate İle İlgili Cümleler
Necessitate, “gerektirmek” anlamına gelir. Bir şeyin yapılmasını gerektiren şartları veya koşulları ifade eder.
- Failing to plan necessitates failure. (Plan yapmamak başarısızlığı gerektirir.)
- The lack of food and water necessitated their departure. (Yiyecek ve su eksikliği ayrılmalarını gerektirdi.)
- The storm necessitated the cancellation of the flight. (Fırtına uçuşun iptal edilmesini gerektirdi.)
- The cost of the project necessitated seeking additional funding. (Projenin maliyeti ek fon aramayı gerektirdi.)
- The new law necessitates stricter regulations. (Yeni yasa daha sıkı düzenlemeleri gerektirir.)
- The urgency of the situation necessitated immediate action. (Durumun aciliyeti hemen harekete geçmeyi gerektirdi.)
- The complexity of the task necessitated more time. (Görevin karmaşıklığı daha fazla zamanı gerektirdi.)
- The limited space necessitated careful organization. (Sınırlı alan düzenli bir organizasyonu gerektirdi.)
- The damage to the car necessitated expensive repairs. (Arabanın hasarı pahalı tamirleri gerektirdi.)
- The high demand necessitated increasing production. (Yüksek talep üretimi arttırmayı gerektirdi.)
- The safety regulations necessitated the use of protective gear. (Güvenlik düzenlemeleri koruyucu ekipman kullanımını gerektirdi.)
- The language barrier necessitated the use of a translator. (Dil engeli bir tercüman kullanımını gerektirdi.)
- The tight deadline necessitated working overtime. (Sıkı tarihler fazla mesai çalışmayı gerektirdi.)
- The complexity of the problem necessitated a team approach. (Problemin karmaşıklığı bir takım yaklaşımını gerektirdi.)
- The lack of experience necessitated additional training. (Deneyim eksikliği ek eğitimi gerektirdi.)
- The high altitude necessitated acclimatization. (Yüksek rakım uyum sağlamayı gerektirdi.)
- The heavy workload necessitated delegation. (Ağır iş yükü görevleri devretmeyi gerektirdi.)
- The fragile nature of the object necessitated careful handling. (Nesnenin hassas yapısı özenli işlemeyi gerektirdi.)
- The limited resources necessitated prioritization. (Sınırlı kaynaklar önceliklendirilmeyi gerektirdi.)
- The complexity of the legal system necessitated the services of a lawyer. (Hukuk sisteminin karmaşıklığı bir avukatın hizmetlerini gerektirdi.)
- The unexpected problem necessitated a quick solution. (Beklenmeyen sorun hızlı bir çözümü gerektirdi.)
- The safety of the passengers necessitated the evacuation of the airplane. (Yolcuların güvenliği uçağın tahliyesini gerektirdi.)
- The severity of the injury necessitated immediate medical attention. (Yaralanmanın şiddeti hemen tıbbi müdahaleyi gerektirdi.)
- The limited budget necessitated careful financial planning. (Sınırlı bütçe dikkatli mali planlamayı gerektirdi.)
- The difficult terrain necessitated specialized equipment. (Zorlu arazi özel ekipman kullanımını gerektirdi.)
- The importance of the project necessitated a thorough analysis. (Projenin önemi detaylı bir analizi gerektirdi.)
- The urgency of the situation necessitated breaking the rules. (Durumun aciliyeti kuralları çiğnemeyi gerektirdi.)
- The cultural differences necessitated sensitivity and understanding. (Kültürel farklılıklar hassasiyet ve anlayışı gerektirdi.)
- The unpredictable weather necessitated flexibility in the schedule. (Tahmin edilemez hava durumu programda esneklik gerektirdi.)
- The high stakes of the negotiation necessitated a skilled negotiator. (Müzakerenin yüksek riski yetenekli bir müzakerecinin gerektirdi.)
Hemen Yorum Yaz