Necessitate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Necessitate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Necessitate İle İlgili Cümleler

Necessitate, “gerektirmek” anlamına gelir. Bir şeyin yapılmasını gerektiren şartları veya koşulları ifade eder.

  1. Failing to plan necessitates failure. (Plan yapmamak başarısızlığı gerektirir.)
  2. The lack of food and water necessitated their departure. (Yiyecek ve su eksikliği ayrılmalarını gerektirdi.)
  3. The storm necessitated the cancellation of the flight. (Fırtına uçuşun iptal edilmesini gerektirdi.)
  4. The cost of the project necessitated seeking additional funding. (Projenin maliyeti ek fon aramayı gerektirdi.)
  5. The new law necessitates stricter regulations. (Yeni yasa daha sıkı düzenlemeleri gerektirir.)
  6. The urgency of the situation necessitated immediate action. (Durumun aciliyeti hemen harekete geçmeyi gerektirdi.)
  7. The complexity of the task necessitated more time. (Görevin karmaşıklığı daha fazla zamanı gerektirdi.)
  8. The limited space necessitated careful organization. (Sınırlı alan düzenli bir organizasyonu gerektirdi.)
  9. The damage to the car necessitated expensive repairs. (Arabanın hasarı pahalı tamirleri gerektirdi.)
  10. The high demand necessitated increasing production. (Yüksek talep üretimi arttırmayı gerektirdi.)
  11. The safety regulations necessitated the use of protective gear. (Güvenlik düzenlemeleri koruyucu ekipman kullanımını gerektirdi.)
  12. The language barrier necessitated the use of a translator. (Dil engeli bir tercüman kullanımını gerektirdi.)
  13. The tight deadline necessitated working overtime. (Sıkı tarihler fazla mesai çalışmayı gerektirdi.)
  14. The complexity of the problem necessitated a team approach. (Problemin karmaşıklığı bir takım yaklaşımını gerektirdi.)
  15. The lack of experience necessitated additional training. (Deneyim eksikliği ek eğitimi gerektirdi.)
  16. The high altitude necessitated acclimatization. (Yüksek rakım uyum sağlamayı gerektirdi.)
  17. The heavy workload necessitated delegation. (Ağır iş yükü görevleri devretmeyi gerektirdi.)
  18. The fragile nature of the object necessitated careful handling. (Nesnenin hassas yapısı özenli işlemeyi gerektirdi.)
  19. The limited resources necessitated prioritization. (Sınırlı kaynaklar önceliklendirilmeyi gerektirdi.)
  20. The complexity of the legal system necessitated the services of a lawyer. (Hukuk sisteminin karmaşıklığı bir avukatın hizmetlerini gerektirdi.)
  1. The unexpected problem necessitated a quick solution. (Beklenmeyen sorun hızlı bir çözümü gerektirdi.)
  2. The safety of the passengers necessitated the evacuation of the airplane. (Yolcuların güvenliği uçağın tahliyesini gerektirdi.)
  3. The severity of the injury necessitated immediate medical attention. (Yaralanmanın şiddeti hemen tıbbi müdahaleyi gerektirdi.)
  4. The limited budget necessitated careful financial planning. (Sınırlı bütçe dikkatli mali planlamayı gerektirdi.)
  5. The difficult terrain necessitated specialized equipment. (Zorlu arazi özel ekipman kullanımını gerektirdi.)
  6. The importance of the project necessitated a thorough analysis. (Projenin önemi detaylı bir analizi gerektirdi.)
  7. The urgency of the situation necessitated breaking the rules. (Durumun aciliyeti kuralları çiğnemeyi gerektirdi.)
  8. The cultural differences necessitated sensitivity and understanding. (Kültürel farklılıklar hassasiyet ve anlayışı gerektirdi.)
  9. The unpredictable weather necessitated flexibility in the schedule. (Tahmin edilemez hava durumu programda esneklik gerektirdi.)
  10. The high stakes of the negotiation necessitated a skilled negotiator. (Müzakerenin yüksek riski yetenekli bir müzakerecinin gerektirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.