Mundanity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mundanity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mundanity

Mundanity, sıradanlık, basitlik ve olağanlığı ifade eden bir kelime olarak kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. I’m tired of the mundanity of everyday life. (Her günkü sıradanlıktan bıktım.)
  2. The mundanity of the task made it difficult to focus. (İşin sıradanlığı odaklanmayı zorlaştırdı.)
  3. The mundanity of the food was disappointing. (Yemeklerin sıradanlığı hayal kırıklığıydı.)
  4. The mundanity of the town made me feel bored. (Kentin sıradanlığı beni sıkılmış hissettirdi.)
  5. Mundanity is the enemy of creativity. (Sıradanlık yaratıcılığın düşmanıdır.)
  6. The mundanity of the conversation was unbearable. (Konuşmanın sıradanlığı dayanılmazdı.)
  7. The mundanity of the job made him want to quit. (İşin sıradanlığı onun istifa etmesine neden oldu.)
  8. The mundanity of the routine was numbing. (Rutinin sıradanlığı uyuşturucuydu.)
  9. Mundanity can be comforting in its predictability. (Sıradanlık öngörülebilirliğiyle rahatlatıcı olabilir.)
  10. The mundanity of the landscape was monotonous. (Manzaranın sıradanlığı monotondu.)
  11. The mundanity of the party was evident. (Partinin sıradanlığı açıktı.)
  12. Mundanity can be a source of stability in a chaotic world. (Sıradanlık, kaotik bir dünyada istikrar kaynağı olabilir.)
  13. The mundanity of the class made it hard to stay awake. (Sınıfın sıradanlığı uyumayı zorlaştırdı.)
  14. The mundanity of the weather made him want to stay inside. (Havanın sıradanlığı içeride kalmak istemesine neden oldu.)
  15. The mundanity of the movie was predictable. (Filmin sıradanlığı öngörülebilirdi.)
  16. Mundanity is a reminder that life is not always exciting. (Sıradanlık, hayatın her zaman heyecanlı olmadığını hatırlatır.)
  17. The mundanity of the game made it less enjoyable. (Oyunun sıradanlığı zevk almayı azalttı.)
  18. The mundanity of the city was a disappointment. (Şehrin sıradanlığı hayal kırıklığıydı.)
  19. Mundanity can be a reminder to appreciate the little things. (Sıradanlık, küçük şeyleri takdir etmeyi hatırlatır.)
  20. The mundanity of the book made it hard to get into. (Kitabın sıradanlığı içine girmeyi zorlaştırdı.)
  1. Despite its mundanity, the routine provided a sense of structure. (Sıradanlığına rağmen, rutin bir yapı hissi sağladı.)
  2. The mundanity of the office job was exhausting. (Ofis işinin sıradanlığı yorucuydu.)
  3. Mundanity can be a source of comfort in difficult times. (Sıradanlık, zor zamanlarda bir rahatlama kaynağı olabilir.)
  4. The mundanity of the menu was disappointing. (Menünün sıradanlığı hayal kırıklığıydı.)
  5. The mundanity of the store made it hard to find anything interesting. (Mağazanın sıradanlığı ilginç bir şey bulmayı zorlaştırdı.)
  6. Mundanity is the price we pay for stability. (Sıradanlık, istikrar için ödediğimiz bedeldir.)
  7. The mundanity of the commute made him dread going to work. (İşe gitmek için yapılan yolculuğun sıradanlığı onun işe gitmekten korkmasına neden oldu.)
  8. The mundanity of the exercise routine was monotonous. (Egzersiz rutininin sıradanlığı monotondu.)
  9. Mundanity can be a reminder to seek out new experiences. (Sıradanlık, yeni deneyimler aramayı hatırlatır.)
  10. The mundanity of the scenery made him long for a change of scenery. (Manzaranın sıradanlığı, manzara değişikliği istemesine neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.