Mundanity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Mundanity
Mundanity, sıradanlık, basitlik ve olağanlığı ifade eden bir kelime olarak kullanılır.
Örnek cümleler:
- I’m tired of the mundanity of everyday life. (Her günkü sıradanlıktan bıktım.)
- The mundanity of the task made it difficult to focus. (İşin sıradanlığı odaklanmayı zorlaştırdı.)
- The mundanity of the food was disappointing. (Yemeklerin sıradanlığı hayal kırıklığıydı.)
- The mundanity of the town made me feel bored. (Kentin sıradanlığı beni sıkılmış hissettirdi.)
- Mundanity is the enemy of creativity. (Sıradanlık yaratıcılığın düşmanıdır.)
- The mundanity of the conversation was unbearable. (Konuşmanın sıradanlığı dayanılmazdı.)
- The mundanity of the job made him want to quit. (İşin sıradanlığı onun istifa etmesine neden oldu.)
- The mundanity of the routine was numbing. (Rutinin sıradanlığı uyuşturucuydu.)
- Mundanity can be comforting in its predictability. (Sıradanlık öngörülebilirliğiyle rahatlatıcı olabilir.)
- The mundanity of the landscape was monotonous. (Manzaranın sıradanlığı monotondu.)
- The mundanity of the party was evident. (Partinin sıradanlığı açıktı.)
- Mundanity can be a source of stability in a chaotic world. (Sıradanlık, kaotik bir dünyada istikrar kaynağı olabilir.)
- The mundanity of the class made it hard to stay awake. (Sınıfın sıradanlığı uyumayı zorlaştırdı.)
- The mundanity of the weather made him want to stay inside. (Havanın sıradanlığı içeride kalmak istemesine neden oldu.)
- The mundanity of the movie was predictable. (Filmin sıradanlığı öngörülebilirdi.)
- Mundanity is a reminder that life is not always exciting. (Sıradanlık, hayatın her zaman heyecanlı olmadığını hatırlatır.)
- The mundanity of the game made it less enjoyable. (Oyunun sıradanlığı zevk almayı azalttı.)
- The mundanity of the city was a disappointment. (Şehrin sıradanlığı hayal kırıklığıydı.)
- Mundanity can be a reminder to appreciate the little things. (Sıradanlık, küçük şeyleri takdir etmeyi hatırlatır.)
- The mundanity of the book made it hard to get into. (Kitabın sıradanlığı içine girmeyi zorlaştırdı.)
- Despite its mundanity, the routine provided a sense of structure. (Sıradanlığına rağmen, rutin bir yapı hissi sağladı.)
- The mundanity of the office job was exhausting. (Ofis işinin sıradanlığı yorucuydu.)
- Mundanity can be a source of comfort in difficult times. (Sıradanlık, zor zamanlarda bir rahatlama kaynağı olabilir.)
- The mundanity of the menu was disappointing. (Menünün sıradanlığı hayal kırıklığıydı.)
- The mundanity of the store made it hard to find anything interesting. (Mağazanın sıradanlığı ilginç bir şey bulmayı zorlaştırdı.)
- Mundanity is the price we pay for stability. (Sıradanlık, istikrar için ödediğimiz bedeldir.)
- The mundanity of the commute made him dread going to work. (İşe gitmek için yapılan yolculuğun sıradanlığı onun işe gitmekten korkmasına neden oldu.)
- The mundanity of the exercise routine was monotonous. (Egzersiz rutininin sıradanlığı monotondu.)
- Mundanity can be a reminder to seek out new experiences. (Sıradanlık, yeni deneyimler aramayı hatırlatır.)
- The mundanity of the scenery made him long for a change of scenery. (Manzaranın sıradanlığı, manzara değişikliği istemesine neden oldu.)
Hemen Yorum Yaz