Multitude İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Multitude İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Multitude

Multitude, “çoklu veya çok sayıda insan veya şey” anlamına gelir.

1. There was a multitude of people at the concert. (Konsere çok sayıda insan katıldı.)
2. The multitude of stars in the sky was breathtaking. (Gökyüzündeki çok sayıda yıldız nefes kesiciydi.)
3. The multitude of options can be overwhelming. (Çok sayıda seçenek ezici olabilir.)
4. The multitude of problems faced by the company led to its downfall. (Şirketin karşı karşıya kaldığı çok sayıda sorun, çöküşüne yol açtı.)
5. The multitude of books in the library was impressive. (Kütüphanedeki çok sayıda kitap etkileyiciydi.)
6. The multitude of flavors in the meal made it difficult to choose a favorite. (Yemekteki çok sayıda lezzet, favori seçimini zorlaştırdı.)
7. The multitude of tourists made it hard to move around the city. (Çok sayıda turist, şehirde hareket etmeyi zorlaştırdı.)
8. The multitude of colors in the painting created a vibrant atmosphere. (Tablodaki çok sayıda renk canlı bir atmosfer oluşturdu.)
9. The multitude of obstacles on the path made the journey challenging. (Yoldaki çok sayıda engel, yolculuğu zorlu hale getirdi.)
10. The multitude of opinions on the topic made it difficult to come to a consensus. (Konuda çok sayıda görüş, fikir birliğine varmayı zorlaştırdı.)
11. The multitude of skills required for the job was overwhelming. (İş için gereken çok sayıda beceri eziciydi.)
12. The multitude of flowers in the garden was stunning. (Bahçedeki çok sayıda çiçek harikaydı.)
13. The multitude of challenges faced by the team brought them closer together. (Takımın karşılaştığı çok sayıda zorluk, onları daha da yakınlaştırdı.)
14. The multitude of websites on the internet can be overwhelming. (İnternet üzerindeki çok sayıda web sitesi ezici olabilir.)
15. The multitude of emotions she felt after the breakup was overwhelming. (Ayrılıktan sonra hissettiği çok sayıda duygu, eziciydi.)
16. The multitude of flavors in the tea made it difficult to identify the ingredients. (Çaydaki çok sayıda lezzet, içerikleri tanımlamayı zorlaştırdı.)
17. The multitude of possibilities for the future was exciting. (Gelecek için çok sayıda olasılık heyecan vericiydi.)
18. The multitude of animals in the zoo was impressive. (Hayvanat bahçesindeki çok sayıda hayvan etkileyiciydi.)
19. The multitude of stars in the night sky was a beautiful sight. (Gece gökyüzündeki çok sayıda yıldız güzel bir manzaraydı.)
20. The multitude of ingredients in the dish made it flavorful. (Yemekteki çok sayıda malzeme, lezzetli h

21. The multitude of people attending the festival created a lively atmosphere. (Festivale katılan çok sayıda insan, canlı bir atmosfer oluşturdu.)
22. The multitude of problems in the world can seem overwhelming at times. (Dünyadaki çok sayıda sorun, bazen ezici görünebilir.)
23. The multitude of colors in the autumn leaves was breathtaking. (Sonbahar yapraklarındaki çok sayıda renk nefes kesiciydi.)
24. The multitude of people on the subway made it difficult to find a seat. (Metroda çok sayıda insan, oturacak bir yer bulmayı zorlaştırdı.)
25. The multitude of information available online can be both helpful and overwhelming. (İnternet üzerindeki çok sayıda bilgi, hem yardımcı hem de ezici olabilir.)
26. The multitude of fish in the ocean is incredible. (Okyanuslardaki çok sayıda balık inanılmazdır.)
27. The multitude of students in the classroom made it hard to hear the teacher. (Sınıftaki çok sayıda öğrenci, öğretmeni duymayı zorlaştırdı.)
28. The multitude of flavors in the candy store was overwhelming. (Şeker dükkanındaki çok sayıda lezzet eziciydi.)
29. The multitude of cultures in the city created a diverse community. (Şehirdeki çok sayıda kültür, çeşitli bir topluluk oluşturdu.)
30. The multitude of trees in the forest was a sight to behold. (Ormandaki çok sayıda ağaç görülmeye değerdi.)