Mountain İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mountain İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mountain

Mountain, Türkçe karşılığı “dağ” olan İngilizce bir kelime olarak kullanılır. Dağlar, yüksekliği, doğal güzelliği ve manzaralarıyla ünlüdür. İşte 20 örnek cümle:

  1. The mountain was covered in snow and looked stunning. (Dağ karla kaplıydı ve harika görünüyordu.)
  2. We went hiking in the mountains last weekend. (Geçen hafta sonu dağlarda yürüyüşe çıktık.)
  3. The view from the top of the mountain was breathtaking. (Dağın tepesinden manzara nefes kesiciydi.)
  4. The climbers reached the summit of the mountain after a grueling climb. (Tırmanıcılar, zorlu bir tırmanıştan sonra dağın zirvesine ulaştılar.)
  5. Mountains are often covered in mist during the early morning hours. (Sabah saatlerinde dağlar sık sık sis ile kaplanır.)
  6. The village was nestled at the foot of the mountain. (Köy, dağın eteğine yerleşmişti.)
  7. The road to the top of the mountain was winding and steep. (Dağın tepesine çıkan yol virajlı ve dikti.)
  8. The sound of the wind echoed through the mountains. (Rüzgarın sesi dağlar arasında yankılandı.)
  9. She took a photograph of the mountain range at sunset. (O, günbatımında dağ silsilesinin fotoğrafını çekti.)
  10. The mountains were so high that they seemed to touch the sky. (Dağlar o kadar yüksekti ki gökyüzüne dokunuyor gibi görünüyorlardı.)
  11. The villagers were evacuated due to the threat of an avalanche in the mountains. (Köylüler, dağlarda çığ tehdidi nedeniyle tahliye edildiler.)
  12. The cable car took us to the top of the mountain in just a few minutes. (Teleferik bizi dağın tepesine birkaç dakika içinde götürdü.)
  13. The sun was setting behind the mountain range, casting a golden glow over the landscape. (Güneş dağ silsilesinin arkasında batıyordu, manzara üzerinde altın bir parıltı bırakıyordu.)
  14. The snow on the mountain was so deep that it reached up to our knees. (Dağdaki kar o kadar derindi ki diz

imize kadar ulaşıyordu.)
15. He built a cabin on the side of the mountain and lived there for years. (O, dağın yamacına bir kulübe inşa etti ve yıllarca orada yaşadı.)

  1. The mountain was covered in lush green vegetation in the summer. (Dağ yaz aylarında yoğun yeşil bitki örtüsüyle kaplıydı.)
  2. We watched the sunrise from the top of the mountain. (Dağın tepesinden güneşin doğuşunu izledik.)
  3. The mountains were shrouded in mist, giving them an ethereal quality. (Dağlar sislerin içinde kalmıştı ve mistik bir hava yaratıyordu.)
  4. The hiker lost his way in the mountains and had to be rescued by a helicopter. (Yürüyüşçü, dağlarda yolunu kaybetti ve bir helikopter tarafından kurtarıldı.)
  5. The jagged peaks of the mountain range looked like the teeth of a giant dragon. (Dağ silsilesinin keskin zirveleri, dev bir ejderhanın dişleri gibi görünüyordu.)

Bu örnek cümlelerde “mountain” kelimesi doğal güzellik, manzara, yükseklik, zorlu tırmanışlar, tehlike, doğal afetler, kulübeler, bitki örtüsü, hava koşulları ve insan faaliyetleri gibi farklı konularla bağlantılı olarak kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.