Morbidity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Morbidity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Morbidity Nedir?

Morbidity, bir hastalığın belirtilerinin veya sağlık sorunlarının görülme sıklığı veya yaygınlığıdır. Bu terim genellikle bir nüfus içindeki hastalık veya yaralanma oranlarını ifade etmek için kullanılır.

  1. The morbidity rate for heart disease has increased in recent years. (Kalp hastalıklarının morbidite oranı son yıllarda arttı.)

  2. Smoking is a major cause of morbidity and mortality. (Sigara içmek, morbidite ve mortalitenin önemli bir nedenidir.)

  3. The government is investing in programs to reduce the morbidity rate for infectious diseases. (Hükümet, bulaşıcı hastalıkların morbidite oranını azaltmaya yönelik programlara yatırım yapıyor.)

  4. There is a higher morbidity rate among older adults with chronic conditions. (Kronik hastalığı olan yaşlı yetişkinler arasında daha yüksek bir morbidite oranı vardır.)

  5. The morbidity associated with obesity is a major public health concern. (Obezite ile ilişkili morbidite, önemli bir halk sağlığı sorunudur.)

  6. The study found a correlation between air pollution and respiratory morbidity. (Çalışma, hava kirliliği ile solunum yolu morbiditesi arasında bir ilişki buldu.)

  7. There has been a decrease in the morbidity rate for certain types of cancer. (Bazı kanser türlerinin morbidite oranında bir azalma görüldü.)

  8. The morbidity rate for mental health disorders is a growing concern. (Zihinsel sağlık bozuklukları için morbidite oranı, giderek artan bir endişe kaynağıdır.)

  9. The morbidity associated with untreated diabetes can be severe. (Tedavi edilmeyen diyabet ile ilişkili morbidite ciddi olabilir.)

  10. The morbidity rate for sexually transmitted infections is highest among young adults. (Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar için morbidite oranı genç yetişkinler arasında en yüksektir.)

  11. Morbidity and mortality are often used as measures of a population’s overall health. (Morbidite ve mortalite, genel olarak bir popülasyonun sağlık durumunu ölçmek için sıkça kullanılır.)

  12. The morbidity rate for vaccine-preventable diseases has decreased thanks

to widespread vaccination efforts. (Aşılanabilir hastalıklar için morbidite oranı, yaygın aşı çalışmaları sayesinde azaldı.)

  1. The study found a higher morbidity rate among low-income populations. (Çalışma, düşük gelirli nüfuslar arasında daha yüksek bir morbidite oranı buldu.)

  2. Morbidity rates can vary depending on geographical location and socioeconomic status. (Morbidite oranları, coğrafi konuma ve sosyoekonomik duruma bağlı olarak değişebilir.)

  3. The morbidity rate for injuries is higher among certain occupations, such as construction workers. (Yaralanmalar için morbidite oranı, inşaat işçileri gibi belirli meslek grupları arasında daha yüksektir.)

  4. Morbidity can have a significant impact on a person’s quality of life. (Morbidite, bir kişinin yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir.)

  5. The study found a correlation between high stress levels and increased morbidity. (Çalışma, yüksek stres seviyeleri ile artan morbidite arasında bir ilişki buldu.)

  6. The morbidity rate for drug addiction is a growing concern in many countries. (Madde bağımlılığı için morbidite oranı, birçok ülkede artan bir endişe kaynağıdır.)

  7. The morbidity associated with untreated mental health disorders can be severe and long-lasting. (Tedavi edilmeyen zihinsel sağlık bozuklukları ile ilişkili morbidite ciddi ve uzun sürebilir.)

  8. Morbidity data can be used to inform public health policies and interventions. (Morbidite verileri, halk sağlığı politikalarını ve müdahaleleri bilgilendirmek için kullanılabilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.