Dangle Down İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dangle Down İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dangle Down Nedir?

Dangle down, kelime anlamı olarak sallanmak, asılı kalmak, sarkmak anlamlarına gelmektedir. Bu terim genellikle nesnelerin bir yere bağlanarak sarkıtılması ya da askıya alınması durumlarında kullanılmaktadır.

Örnek Cümleler:

1. The keys were dangled down from the hook.
   (Tuvalet anahtarı kancadan sarkıtıldı.)

2. The baby’s pacifier was dangling down from its mouth.
   (Bebeğin emziği ağzından sallanıyordu.)

3. The chandelier dangled down from the ceiling.
   (Avize tavanından sarkıyordu.)

4. The rope was dangled down from the top of the cliff.
   (Ip uçurumun tepesinden aşağı sarkıtıldı.)

5. The vines dangled down from the rooftop.
   (Sarmaşıklar çatıdan sarkıyordu.)

6. The monkey dangled down from the branch.
   (Maymun dalgalanan ağaç dalından sarkıyordu.)

7. The curtains were dangling down from the window.
   (Perdeler pencereden sallanıyordu.)

8. The leaves dangled down from the tree.
   (Yapraklar ağaçtan sarkıyordu.)

9. The earrings dangled down from her earlobes.
   (Küpeler kulak memesinden sarkıyordu.)

10. The necklace dangled down from her neck.
    (Kolye boynundan sarkıyordu.)

11. The spider was dangling down from the ceiling on a thread.
    (Örümcek iplik üzerinde tavanın altından sallanıyordu.)

12. The cat was dangling down from the tree branch.
    (Kedi ağaç dalından aşağı sarkıyordu.)

13. The sign was dangling down from the building.
    (Tabela binadan sarkıyordu.)

14. The light fixture was dangling down from the ceiling.
    (Aydınlatma armatürü tavanından sarkıyordu.)

15. The bird’s nest was dangling down from the tree branch.
    (Kuş yuvası ağaç dalından sarkıyordu.)

16. The rope ladder dangled down from the helicopter.
    (Ip merdiven helikopterden aşağı sarkıyordu.)

17. The pendant was dangling down from the necklace.
    (Küpe kolyeden sarkıyordu.)

18. The grapevine was dangling down from the trellis.
    (Üzüm asmaları örgüden aşağı sarkıyordu.)

19. The toy was dangling down from the ceiling fan.
    (Oyuncak tavana asılıyordu.)

20. The icicles were dangling down from the roof of the house.
    (Buz sarkıtları evin çatısından sarkıyordu.)

Türkçe Anlamları ile Örnek Cümleler:

1. The keys were dangled down from the hook.
   (Anahtarlar kancadan sarkıtıldı.)

2. The baby’s pacifier was dangling down from its mouth.
   (Bebeğin emziği ağzında sallanıyordu.)

3. The chandelier dangled down from the ceiling.
   (Avize tavanından sarkıyordu.)

4. The rope was dangled down from the top of the cliff.
   (İp uçurumun tepesinden aşağı sarkıtıldı.)

5. The vines dangled down from the rooftop.
   (Sarmaşıklar çatıdan sarkıyordu.)

6. The monkey dangled down from the branch.
   (Maymun dalgalanan ağaç dalından sarkıyordu.)

7. The curtains were dangling down from the window.
   (Perdeler pencereden sallanıyordu.)

8. The leaves dangled down from the tree.
   (Yapraklar ağaçtan sarkıyordu.)

9. The earrings dangled down from her earlobes.
   (Küpeler kulak memelerinden sarkıyordu.)

10. The necklace dangled down from her neck.
    (Kolye boynundan sarkıyordu.)

11. The spider was dangling down from the ceiling on a thread.
    (Örümcek iplik üzerinde tavanın altından sallanıyordu.)

12. The cat was dangling down from the tree branch.
    (Kedi ağaç dalından aşağı sarkıyordu.)

13. The sign was dangling down from the building.
    (Tabela binadan sarkıyordu.)

14. The light fixture was dangling down from the ceiling.
    (Aydınlatma armatürü tavanından sarkıyordu.)

15. The bird’s nest was dangling down from the tree branch.
    (Kuş yuvası ağaç dalından sarkıyordu.)

16. The rope ladder dangled down from the helicopter.
    (İp merdiven helikopterden aşağı sarkıyordu.)

17. The pendant was dangling down from the necklace.
    (Kolye zincirinden sarkan küpe.)

18. The grapevine was dangling down from the trellis.
    (Üzüm asmaları örgüden aşağı sarkıyordu.)

19. The toy was dangling down from the ceiling fan.
    (Oyuncak tavana asılıyordu.)

20. The icicles were dangling down from the roof of the house.
    (Buz sarkıtları evin çatısından sarkıyordu.)