Monseigneur İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Monseigneur İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Monseigneur Nedir?

Monseigneur Fransızca kökenli bir kelime olup, Türkçe’de “Efendimiz” veya “Monsenyör” anlamına gelir. Bu kelime özellikle Katolik Kilisesi’nde piskopos veya kardinaller için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. Monseigneur is a high-ranking member of the Catholic Church. (Monsenyör Katolik Kilisesi’nin yüksek rütbeli bir üyesidir.)
2. The Monseigneur greeted the congregation as they left the church. (Monsenyör, cemaat kiliseden çıkarken selamladı.)
3. My uncle was recently appointed as a Monseigneur in the Vatican. (Amcam yakın zamanda Vatikan’da bir Monsenyör olarak atandı.)
4. The Monseigneur presided over the mass at St. Peter’s Basilica. (Monsenyör, Aziz Petrus Bazilikası’ndaki ayine başkanlık etti.)
5. The Monseigneur is responsible for overseeing the activities of the diocese. (Monsenyör, diyozesinin faaliyetlerini denetlemekten sorumludur.)
6. The Monseigneur will be leading the Easter Sunday service this year. (Monsenyör bu yıl Paskalya Pazarı ayinine başkanlık edecek.)
7. The Monseigneur was dressed in his ceremonial robes for the occasion. (Monsenyör, bu özel gün için törensel kıyafetler giyinmişti.)
8. The Monseigneur blessed the newlyweds at the end of the wedding ceremony. (Monsenyör, düğün töreninin sonunda genç çiftlere dualarını sundu.)
9. The Monseigneur listened attentively to the concerns of the parishioners. (Monsenyör, cemaat üyelerinin endişelerini dikkatle dinledi.)
10. The Monseigneur is known for his charitable works and advocacy for the poor. (Monsenyör, hayır işleri ve yoksulların savunuculuğuyla tanınır.)
11. The Monseigneur met with the other bishops to discuss church policies. (Monsenyör, diğer piskoposlarla kilise politikalarını tartışmak için bir araya geldi.)
12. The Monseigneur led the procession through the streets of the city during the

religious festival. (Monsenyör, dini festival sırasında şehrin sokaklarında geçit törenini yönetti.)
13. The Monseigneur offered words of comfort to the family of the deceased. (Monsenyör, ölen kişinin ailesine teselli veren sözler söyledi.)

14. The Monseigneur oversees the training of new priests in the seminary. (Monsenyör, papaz adaylarının seminerdeki eğitimlerini denetler.)
15. The Monseigneur has been invited to give a lecture on theology at the university. (Monsenyör, üniversitede teoloji konusunda bir konferans vermek üzere davet edildi.)
16. The Monseigneur raised funds for the construction of a new church in the parish. (Monsenyör, cemaatin bölgesinde yeni bir kilise inşaatı için fon topladı.)
17. The Monseigneur visited the sick and elderly in the hospital to offer them spiritual support. (Monsenyör, hastanede hasta ve yaşlıları ziyaret ederek ruhsal destek sağladı.)
18. The Monseigneur celebrated the baptism of the newborn baby in the church. (Monsenyör, kilisede yeni doğan bebeğin vaftiz ayinine başkanlık etti.)
19. The Monseigneur expressed his concern over the growing trend of secularism in society. (Monsenyör, toplumda laiklik eğiliminin artışından endişesini dile getirdi.)
20. The Monseigneur counseled the couple before their wedding to ensure they were fully prepared for the sacrament of marriage. (Monsenyör, evlilik ayinini tam olarak anlamaları için çiftlere evlilik öncesi danışmanlık yaptı.)