Momentum İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Momentum Nedir?
Momentum, nesnenin hızı ve kütlesinin çarpımıdır. Fizikte momentum, cisimlerin hareketlerindeki devamı ifade eder.
Momentum İle İlgili Cümleler:
- Momentum is defined as the product of an object’s mass and velocity. (Momentum, bir nesnenin kütlesi ile hızının çarpımı olarak tanımlanır.)
- The car had a lot of momentum as it sped down the hill. (Araba, tepeye doğru hızlandığında çok momentum kazandı.)
- The basketball player used his momentum to jump higher for the dunk. (Basketbol oyuncusu, smaç yapmak için daha yüksek sıçramak için momentum‘unu kullandı.)
- After the collision, the two cars’ momentum was transferred to each other. (Çarpışmadan sonra, iki aracın momentum‘u birbirine aktarıldı.)
- The train had so much momentum that it couldn’t stop in time. (Tren, çok fazla momentum kazanmıştı, bu yüzden zamanında duramadı.)
- The rocket’s momentum allowed it to escape the earth’s gravity. (Roketin momentum‘u, dünya’nın çekim kuvvetinden kaçmasına izin verdi.)
- The cyclist built up momentum as she rode down the hill. (Bisikletçi, tepeye doğru sürdükçe momentumunu arttırdı.)
- The football team used their momentum to score another touchdown. (Futbol takımı, bir sonraki touchdown’u yapmak için momentum‘unu kullandı.)
- The roller coaster had a lot of momentum as it went down the first hill. (Lunaparktaki roller coaster, ilk tepeye doğru ilerlediğinde çok fazla momentum kazandı.)
- The bullet’s momentum was enough to pierce through the metal plate. (Mermi’nin momentum of her turns to perform multiple pirouettes. (Dansçı, dönüşlerin momentum‘unu kullanarak birden fazla piruet yapmayı başardı.)
- The airplane needed a lot of momentum to take off from the short runway. (Uçak, kısa pistten kalkabilmek için çok fazla momentum‘a ihtiyaç duyuyordu.)
- The snowball gained momentum as it rolled down the hill. (Kardan top, tepeye doğru yuvarlandıkça momentum kazandı.)
- The swimmer used her momentum to propel herself off the wall and into the pool. (Yüzücü, duvardan kendini itmek için momentum‘unu kullandı.)
- The skateboarder used his momentum to jump over the ramp. (Kaykaycı, rampadan atlamak için momentum‘unu kullandı.)
- The sprinter had a lot of momentum as he crossed the finish line. (Sprinter, bitiş çizgisini geçerken çok fazla momentum kazandı.)
- The weightlifter used the momentum of the barbell to lift it over his head. (Ağırlık kaldıran kişi, barbell’in momentum‘unu kullanarak onu başının üzerinde kaldırdı.)
- The ball had so much momentum that it bounced off the wall and broke the vase. (Top, duvardan o kadar hızlı geldi ki vazo kırıldı, çünkü topun momentum‘u çok yüksekti.)
- The car’s momentum carried it forward even after the driver slammed on the brakes. (Sürücü freni patlattığında bile, aracın momentum‘u onu ileriye doğru taşıdı.)
- The ice skater used her momentum to glide across the ice. (Buz patencisi, buz üzerinde kaymak için momentum
Hemen Yorum Yaz