Mistrust İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mistrust İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mistrust Nedir?

Mistrust, güvensizlik veya kuşkuculuk anlamına gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılır. Bir kişi veya bir şey hakkında güvensizlik hissetmek veya şüphelenmek anlamında kullanılır.

Mistrust İle İlgili Örnek Cümleler:

  1. I have a deep mistrust of politicians. (Politikacılara karşı derin bir güvensizliğim var.)
  2. He treated me with mistrust and suspicion. (Beni güvensizlik ve şüpheyle karşıladı.)
  3. Her mistrust of strangers made it difficult for her to make friends. (Yabancılara olan güvensizliği onun arkadaş edinmesini zorlaştırdı.)
  4. My mistrust of technology makes me reluctant to embrace new gadgets. (Teknolojiye olan güvensizliğim yeni cihazlara sıcak bakmamı engelliyor.)
  5. The company’s financial troubles have led to mistrust among its investors. (Şirketin mali sıkıntıları yatırımcılar arasında güvensizliğe yol açtı.)
  6. She had a sense of mistrust towards her husband’s new friend. (Kocasının yeni arkadaşına karşı bir güvensizlik hissetti.)
  7. The mistrust between the two countries has deep historical roots. (İki ülke arasındaki güvensizlik derin tarihsel köklere sahip.)
  8. His body language showed mistrust and defensiveness. (Vücut dili güvensizlik ve savunmacılık gösterdi.)
  9. Mistrust of the media is becoming increasingly common these days. (Medyaya olan güvensizlik günümüzde giderek yaygınlaşıyor.)
  10. His past experiences have left him with a deep mistrust of authority figures. (Geçmişte yaşadığı deneyimler onda yetkili kişilere karşı derin bir güvensizlik bıraktı.)
  11. Mistrust often arises when there is a lack of transparency. (Güvensizlik sıklıkla şeffaflık eksikliği olduğunda ortaya çıkar.)
  12. The mistrust between the two sides has made it difficult to reach a compromise. (İki taraf arasındaki güvensizlik anlaşmaya varmayı zorlaştırdı.)
  13. Her past betrayals have left her with a deep-seated mistrust of people in general. (Geçmişte yaşadığı ihanetler genel olarak insanlara karşı derin bir güvensizlik bıraktı.)
  14. The company’s actions have fueled public mistrust and outrage. (Şirketin eylemleri halkta güvensizlik ve öfke yarattı.)
  15. The mistrust between the two coworkers was palpable. (İki iş arkadaşı arasındaki güvensizlik barizdi.)
  16. The lack of trust and mistrust between the two leaders made diplomacy impossible. (İki lider arasındaki güvensizlik ve güven eksikliği diplomasiyi imkansız kıldı.)
  17. His mistrust of authority figures made it difficult

for him to follow the rules. (Yetkili kişilere olan güvensizliği kurallara uymasını zorlaştırdı.)
18. The mistrust between the two siblings had been simmering for years. (İki kardeş arasındaki güvensizlik yıllardır kaynayan bir kazandı.)

  1. Her constant lies had created a deep sense of mistrust in their relationship. (Sürekli yalan söylemesi ilişkilerinde derin bir güvensizlik duygusu yaratmıştı.)
  2. The company’s decision to withhold information only added to the employees’ mistrust. (Şirketin bilgi saklama kararı çalışanların güvensizliğini artırdı.)

Sonuç

Mistrust, insanlar arasındaki ilişkilerde, iş hayatında ve siyasi arenada önemli bir rol oynar. İnsanların güvenini kazanmak için açık, şeffaf ve dürüst olmak önemlidir. Aksi halde, güvensizlik ve şüpheyle karşılaşabilirsiniz.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.