Missionary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Missionary İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Missionary Nedir?

Missionary, din propagandası yapmak için yurt dışına gönderilen kişidir. Genellikle Hristiyanlık, İslam ve Budizm gibi dinlerin inançlarına göre görev yaparlar.

Örnek Cümleler:

  1. My aunt and uncle spent years as missionaries in Africa. (Teyzem ve amcam yıllarca Afrika’da misyoner olarak çalıştılar.)
  2. The missionary traveled to a remote village in the Amazon rainforest. (Misyoner, Amazon yağmur ormanında uzak bir köye seyahat etti.)
  3. The missionaries in the village built a school and a hospital. (Köydeki misyonerler bir okul ve bir hastane inşa ettiler.)
  4. The church sends missionaries to different countries to spread the gospel. (Kilise, İncili yaymak için farklı ülkelere misyoner gönderir.)
  5. The young couple decided to become missionaries after graduating from college. (Genç çift, üniversiteden mezun olduktan sonra misyoner olmaya karar verdiler.)
  6. The missionary worked with the local community to improve their living conditions. (Misyoner, yerel toplumla birlikte yaşam koşullarını iyileştirmek için çalıştı.)
  7. The missionary learned the local language to communicate with the people. (Misyoner, insanlarla iletişim kurmak için yerel dil öğrendi.)
  8. The missionary faced many challenges but remained committed to his work. (Misyoner birçok zorlukla karşılaştı ancak çalışmasına bağlı kaldı.)
  9. The missionaries provided food and shelter to those in need. (Misyonerler ihtiyaç sahiplerine yiyecek ve barınak sağladılar.)
  10. The missionary’s goal was to share the love of God with others. (Misyonerin amacı diğerleriyle Tanrı’nın sevgisini paylaşmaktı.)
  11. The church raised funds to support the work of the missionaries. (Kilise, misyonerlerin çalışmasını desteklemek için fon topladı.)
  12. The missionaries faced opposition from those who did not share their beliefs. (Misyonerler, inançlarını paylaşmayanlar tarafından karşı çıkmakla karşı karşıya kaldılar.)
  13. The missionary’s family moved with him to the foreign country. (Misyoner ailesi yabancı ülkeye onunla birlikte taşındı.)
  14. The missionary preached to large crowds in the town square. (Misyoner, şehir meydanında kalabalıklara vaaz verdi.)
  15. The missionary’s work helped to bridge the cultural divide between his homeland and the foreign country. (Misyoner, çalışmasıyla memleketiyle yabancı ülke arasındaki kültürel farkı azaltmaya yardımcı oldu.)
  16. The missionary’s dedication to his work inspired others to join the cause. (Misyonerin çalışmasına olan bağlılığı diğerlerini sebebe katılmaya teşvik etti.)
  17. The missionaries provided medical care to the sick and injured. (Mis

yonerler, hasta ve yaralılara tıbbi bakım sağladılar.)
18. The missionary’s message of hope brought comfort to those who were struggling. (Misyonerin umut mesajı, mücadele edenlere rahatlama getirdi.)

  1. The missionary’s work focused on improving the spiritual and physical well-being of the people. (Misyoner, insanların ruhsal ve fiziksel sağlığını iyileştirmeye odaklandı.)
  2. The local community welcomed the missionaries and appreciated their efforts to help them. (Yerel topluluk, misyonerleri memnuniyetle karşıladı ve onlara yardım etme çabalarını takdir etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.