Misplace İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Misplace İle İlgili Cümleler
Misplace kelimesi “yerini unutmak, yanlış yere koymak” gibi anlamlara gelir. İşte örnek cümleler:
- I misplaced my keys this morning. (Bu sabah anahtarlarımı yanlış yere koydum.)
- She always misplaces her glasses. (O, gözlüklerini sürekli yanlış yere koyar.)
- Don’t misplace your passport, it’s important. (Pasaportunu yanlış yere koyma, önemli.)
- I think I’ve misplaced my phone. (Telefonumu yanlış yere koyduğumu düşünüyorum.)
- He misplaced his wallet and couldn’t find it. (Cüzdanını yanlış yere koydu ve bulamadı.)
- Did you misplace your notes again? (Yine notlarını yanlış yere mi koydun?)
- She misplaced the file and had to redo the work. (Dosyayı yanlış yere koydu ve işi yeniden yapmak zorunda kaldı.)
- He often misplaces his tools and has to search for them. (Aletlerini sık sık yanlış yere koyar ve onları aramak zorunda kalır.)
- I can’t find my glasses, I must have misplaced them. (Gözlüklerimi bulamıyorum, yanlış yere koymuş olmalıyım.)
- She misplaced her ticket and had to buy a new one. (Bileti yanlış yere koydu ve yeni bir tane almaya zorunda kaldı.)
- The teacher misplaced the student’s test paper. (Öğretmen öğrencinin sınav kağıdını yanlış yere koydu.)
- He always misplaces his car keys and gets frustrated. (O, arabası anahtarlarını sürekli yanlış yere koyar ve sinirlenir.)
- I can’t believe I misplaced my wallet again. (Cüzdanımı tekrar yanlış yere koyduğuma inanamıyorum.)
- She misplaced her phone and missed an important call. (Telefonunu yanlış yere koydu ve önemli bir aramayı kaçırdı.)
- He misplaced his glasses and had to use his spare pair. (Gözlüklerini yanlış yere koydu ve yedek çiftini kullanmak zorunda kaldı.)
- I hope I didn’t misplace my ticket. (Biletimi yanlış yere koymadığıma umuyorum.)
- She always misplaces her jewelry and panics. (O, mücevherlerini sürekli yanlış yere koyar ve paniğe kapılır.)
- He misplaced his laptop and had to buy a new one. (Dizüstü bilgisayarını yanlış yere koydu ve yeni bir tane almaya karar verdi.)
- I need to find my glasses, I don’t want to misplace them again. (Gözlüklerimi bulmam lazım, tekrar yanlış yere koymak istemiyorum.)
- She misplaced her keys
and had to call a locksmith to get into her house. (Anahtarlarını yanlış yere koydu ve evine girmek için çilingir çağırmak zorunda kaldı.)
Hemen Yorum Yaz