Misconstrue İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Misconstrue İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Misconstrue Nedir?

Misconstrue, bir şeyi yanlış anlamak veya yanlış yorumlamak anlamına gelir. Bu kelime, genellikle bir düşünce, söz veya eylemin yanlış anlaşılması veya yanlış bir şekilde yargılanması anlamında kullanılır.

Misconstrue İle İlgili Örnek Cümleler:

  1. She misconstrued my intentions and thought I was trying to sabotage her project. (Onun niyetlerimi yanlış anladı ve onun projesini sabote etmeye çalıştığımı düşündü.)
  2. The media often misconstrue the words of politicians to create sensational news stories. (Medya, genellikle politikacıların sözlerini yanlış yorumlayarak sansasyonel haberler yapar.)
  3. Don’t misconstrue my silence for apathy. (Suskunluğumu ilgisizlik olarak yanlış anlama.)
  4. He misconstrued my joke and thought I was insulting him. (Benim şakamı yanlış anladı ve ona hakaret ettiğimi düşündü.)
  5. It’s easy to misconstrue someone’s tone in a text message. (Birinin tonunu bir metin mesajında yanlış yorumlamak kolaydır.)
  6. The critics misconstrued the artist’s intentions in the painting. (Eleştirmenler, ressamın tablodaki niyetlerini yanlış yorumladılar.)
  7. I didn’t mean to misconstrue your words, I just misunderstood. (Sözlerini yanlış anlamak istemedim, sadece yanlış anladım.)
  8. Misconstruing his message, she assumed he didn’t want to see her again. (Mesajını yanlış anlayarak, onun tekrar görüşmek istemediğini varsaydı.)
  9. Don’t misconstrue my kindness for weakness. (Benim iyi niyetimi zayıflık olarak yanlış anlama.)
  10. The lawyer argued that the prosecution misconstrued the evidence against his client. (Avukat, savcılığın müvekkiline karşı delilleri yanlış yorumladığını savundu.)
  11. The historian pointed out that many people misconstrue the events leading up to World War II. (Tarihçi, II. Dünya Savaşı’na yol açan olayları birçok insanın yanlış anladığını belirtti.)
  12. She misconstrued his reluctance to commit as a lack of interest in her. (Onun bağlanmak konusundaki isteksizliğini, ona ilgi duymadığı olarak yanlış anladı.)
  13. Misconstruing her actions, he accused her of being dishonest. (Onun eylemlerini yanlış yorumlayarak, ona yalancılıkla suçladı.)
  14. The editor warned the journalist not to misconstrue the facts in her article. (Editör, gazetecinin makalesinde gerçekleri yanlış anlamaması konusunda uyardı.)
  15. Misconstruing the company’s policies, she violated the code of conduct. (Ş

irket politikalarını yanlış yorumlayarak, davranış kurallarını ihlal etti.)
16. Misconstruing his actions, she accused him of being selfish. (Onun eylemlerini yanlış anlaması sonucu, onu bencil olmakla suçladı.)

  1. The audience misconstrued the comedian’s joke and thought it was offensive. (İzleyiciler, komedyenin şakasını yanlış yorumlayarak, onun aşağılayıcı olduğunu düşündü.)
  2. Misconstruing the situation, she overreacted and caused a scene. (Durumu yanlış anlayarak, aşırı tepki verdi ve bir sahne oluşturdu.)
  3. He misconstrued her shyness as disinterest. (Onun utangaçlığını ilgi göstermemek olarak yanlış anladı.)
  4. The journalist was accused of misconstruing the politician’s words to create a scandal. (Gazeteci, skandal yaratmak için politikacının sözlerini yanlış yorumlamakla suçlandı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.