Cultivate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cultivate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cultivate Nedir?

Cultivate kelimesi Türkçe’de “ekmek, sebze, meyve vb. bitkileri yetiştirmek, bakmak” gibi anlamlara gelir.

Örnek Cümleler:

  1. I cultivate my own vegetables in my backyard garden. (Kendi bahçemde sebzelerimi yetiştiriyorum.)
  2. He has cultivated a deep understanding of art history. (O, sanat tarihine dair derin bir anlayış geliştirdi.)
  3. She hopes to cultivate a love of reading in her children. (Çocuklarında okuma sevgisi aşılamayı umuyor.)
  4. Farmers cultivate the land to grow crops. (Çiftçiler, mahsul yetiştirmek için tarım yaparlar.)
  5. It takes patience and dedication to cultivate a successful career. (Başarılı bir kariyer için sabır ve özveri gereklidir.)
  6. The monks in the monastery cultivate their spirituality through meditation. (Manastırda yaşayan keşişler, meditasyon aracılığıyla ruhsal gelişimlerini sürdürürler.)
  7. He strives to cultivate a sense of community among his employees. (Çalışanları arasında topluluk hissiyatı geliştirmeye çalışır.)
  8. The company has cultivated a reputation for quality and reliability. (Şirket, kalite ve güvenilirlik konusunda bir itibar oluşturmuştur.)
  9. She believes in the power of positive thinking and tries to cultivate it in her daily life. (Olumlu düşüncenin gücüne inanır ve günlük hayatında bunu geliştirmeye çalışır.)
  10. The chef cultivates a variety of herbs in the restaurant’s garden for use in his dishes. (Şef, yemeklerinde kullanmak üzere restoranın bahçesinde çeşitli otlar yetiştirir.)
  11. The university is committed to cultivating an environment of diversity and inclusivity. (Üniversite, çeşitlilik ve kapsayıcılık ortamı oluşturmaya kararlıdır.)
  12. She has cultivated a network of professional contacts throughout her career. (Kariyeri boyunca, profesyonel bağlantılarının bir ağını geliştirdi.)
  13. The company is working to cultivate a culture of innovation and creativity among its employees.
  1. In order to cultivate a successful business, you need to listen to your customers and respond to their needs. (Başarılı bir işletme için, müşterilerinizi dinlemeniz ve ihtiyaçlarına cevap vermeniz gerekiyor.)
  2. The organization has been successful in cultivating partnerships with local businesses and community groups. (Organizasyon, yerel işletmeler ve topluluk gruplarıyla ortaklıklar oluşturmada başarılı oldu.)
  3. He spent years cultivating his skills as a pianist. (O, piyanist olarak becerilerini geliştirmek için yıllarını harcadı.)
  4. The gardeners carefully cultivate the flowers to ensure they bloom beautifully. (Bahçıvanlar, çiçeklerin güzelce açılması için dikkatle bakım yaparlar.)
  5. She believes that it’s important to cultivate a sense of gratitude for the good things in life. (Hayatta iyi şeyler için bir minnet duygusu geliştirmenin önemli olduğuna inanır.)
  6. The coach works hard to cultivate a team spirit among the players. (Antrenör, oyuncular arasında takım ruhu geliştirmek için çaba sarf eder.)
  7. By cultivating a sense of curiosity and wonder, you can find joy and meaning in everyday life. (Merak ve hayret duygusunu geliştirerek, günlük hayatta mutluluk ve anlam bulabilirsiniz.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.