Misanthropic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Misanthropic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Misanthropic Nedir?


Misanthropic, insanlardan hoşlanmama, insanlara olan nefret veya insanlık düşmanlığı anlamına gelen bir sıfattır.

Örnek cümleler:

  1. Misanthropic people often prefer to be alone.
    (Türkçe: Misanthropik insanlar genellikle yalnız olmayı tercih ederler.)

  2. His misanthropic views made it difficult for him to form meaningful relationships.
    (Türkçe: Onun misanthropik görüşleri, anlamlı ilişkiler kurmasını zorlaştırdı.)

  3. She had a misanthropic outlook on life and didn’t trust anyone.
    (Türkçe: Hayata misanthropik bir bakış açısıyla bakan ve kimseye güvenmeyen biriydi.)

  4. The character in the novel was portrayed as misanthropic and reclusive.
    (Türkçe: Roman karakteri, misanthropik ve çekingen olarak tasvir edildi.)

  5. His misanthropic behavior was a result of years of mistreatment by society.
    (Türkçe: Onun misanthropik davranışı, yıllar boyunca toplum tarafından kötü muamele görmesinin bir sonucuydu.)

  6. The artist’s misanthropic paintings depicted the bleakness of human existence.
    (Türkçe: Sanatçının misanthropik resimleri, insan varoluşunun çaresizliğini yansıttı.)

  7. His misanthropic personality made it difficult for him to connect with others.
    (Türkçe: Onun misanthropik kişiliği, diğer insanlarla bağlantı kurmasını zorlaştırdı.)

  8. The author’s misanthropic novels were known for their dark and depressing themes.
    (Türkçe: Yazarın misanthropik romanları, karanlık ve depresif temalarıyla tanınıyordu.)

  9. The misanthropic scientist believed that humanity was doomed to destroy itself.
    (Türkçe: Misanthropik bilim adamı, insanlığın kendisini yok etmeye mahkum olduğuna inanıyordu.)

  10. Her misanthropic comments offended many people in the audience.
    (Türkçe: Onun

style=”color:blue”>misanthropik yorumları, seyircide birçok kişiyi incitti.)

  1. The movie portrayed a misanthropic view of society and its problems.
    (Türkçe: Film, toplum ve sorunlarına misanthropik bir bakış açısıyla yaklaştı.)

  2. He became increasingly misanthropic after experiencing several betrayals from people he trusted.
    (Türkçe: Güvendiği insanlardan birkaç kez ihanete uğradıktan sonra giderek misanthropik hale geldi.)

  3. The misanthropic billionaire lived alone in a large mansion and rarely interacted with others.
    (Türkçe: Misanthropik milyarder, büyük bir malikânesinde yalnız yaşıyor ve nadiren diğer insanlarla etkileşim kuruyordu.)

  4. The author’s misanthropic writing style was often criticized for being too pessimistic.
    (Türkçe: Yazarın misanthropik yazı tarzı, genellikle çok kötümser olarak eleştiriliyordu.)

  5. The misanthropic philosopher believed that humans were inherently selfish and cruel.
    (Türkçe: Misanthropik filozof, insanların doğuştan bencil ve zalim olduklarına inanıyordu.)

  6. The character’s misanthropic behavior was a result of his traumatic childhood experiences.
    (Türkçe: Karakterin misanthropik davranışları, travmatik çocukluk deneyimlerinin bir sonucuydu.)

  7. The misanthropic author refused to attend book signings or other public events.
    (Türkçe: Misanthropik yazar, kitap imza etkinliklerine veya diğer halka açık etkinliklere katılmayı reddetti.)

  8. His misanthropic views were seen as extreme and unreasonable by most people.
    (Türkçe: Onun misanthropik görüşleri, çoğu insan tarafından aşırı ve mantıksız olarak görülüyordu.)

  9. The artist’s misanthropic sculptures depicted the ugliness and brutality of humanity.
    (Türkçe: Sanatçının misanthropik heykelleri, insanlığın çirkinliğini ve vahşiliğini yansıtıyordu.)

  10. The misan

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.