Mincing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Mincing İle İlgili Cümleler
Mincing, “ince doğrama” anlamına gelir. Bu kelime, özellikle yemek yaparken kullanılır. İşte bazı örnek cümleler:
-
I always prefer to use fresh ingredients, so I spend a lot of time mincing vegetables. (Her zaman taze malzemeler kullanmayı tercih ederim, bu yüzden sebzeleri minik minik doğramak için çok zaman harcarım.)
-
She minced the garlic and added it to the sauce. (Sarımsakları incecik doğrayıp sosun içine ekledi.)
-
The recipe calls for finely minced onions. (Tarif ince ince doğranmış soğanları istiyor.)
-
He was mincing some herbs to sprinkle over the soup. (Çorbanın üzerine serpmek için bazı otları incecik doğruyordu.)
-
I don’t have a food processor, so I have to mince the meat by hand. (Benim bir yemek işlemcim yok, bu yüzden eti el ile ince doğramam gerekiyor.)
-
The chef is mincing some fresh ginger for the stir-fry. (Şef wok yapmak için taze zencefili ince ince doğruyor.)
-
She carefully minced the basil leaves to make pesto sauce. (Bazilik yapraklarını dikkatlice doğrayarak pesto sosu yapmak için kullanıyor.)
-
The recipe says to mince the parsley finely. (Tarif maydanozu ince ince doğramamız gerektiğini söylüyor.)
-
He was mincing some fresh chives to add to the omelette. (Omlete eklemek için taze dereotunu ince ince doğruyordu.)
-
She minced the garlic so finely that it practically dissolved into the sauce. (Sarımsağı o kadar incecik doğradı ki neredeyse sosun içinde çözüldü.)
-
I find it therapeutic to mince vegetables by hand. (El ile sebzeleri doğramak bana terapötik geliyor.)
-
The recipe calls for minced meat, but I prefer to use ground beef. (Tarif ince doğranmış et istiyor ama ben kıyma kullanmayı tercih ediyorum.)
-
He was mincing some fresh mint leaves to add to his iced tea. (Soğuk çayına eklemek için taze nane yapraklarını ince ince doğruyordu.)
-
The chef was mincing some garlic and ginger together for the marinade. (Şef, marine için sarımsak ve zencefili birlikte incecik doğruyordu.)
-
She carefully minced the shallots for the vinaigrette. (Salamuru yapmak için şalotları dikkatlice doğradı.)
-
I don’t have the patience to mince things by hand, so I always use my food processor. (El ile doğramaya sabrım yok, bu yüzden her zaman yemek işlemcimi kullanırım.)
-
The recipe calls for minced garlic, but I like to add whole cloves. (Tarif ince doğranmış sarımsak ist
iyor ama ben bütün dişleri eklemeyi tercih ediyorum.)
-
He was mincing some fresh rosemary to add to his roasted potatoes. (Fırında patatesleri için taze kekik yapraklarını incecik doğruyordu.)
-
She minced the carrots and celery to add to the soup. (Çorba için havuç ve kerevizleri ince ince doğradı.)
-
The recipe calls for minced chicken, but I’m going to use ground turkey instead. (Tarif ince doğranmış tavuk istiyor ama ben yerine kıyma tavuk kullanacağım.)
Hemen Yorum Yaz