Mincing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mincing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mincing İle İlgili Cümleler

Mincing, “ince doğrama” anlamına gelir. Bu kelime, özellikle yemek yaparken kullanılır. İşte bazı örnek cümleler:

  1. I always prefer to use fresh ingredients, so I spend a lot of time mincing vegetables. (Her zaman taze malzemeler kullanmayı tercih ederim, bu yüzden sebzeleri minik minik doğramak için çok zaman harcarım.)

  2. She minced the garlic and added it to the sauce. (Sarımsakları incecik doğrayıp sosun içine ekledi.)

  3. The recipe calls for finely minced onions. (Tarif ince ince doğranmış soğanları istiyor.)

  4. He was mincing some herbs to sprinkle over the soup. (Çorbanın üzerine serpmek için bazı otları incecik doğruyordu.)

  5. I don’t have a food processor, so I have to mince the meat by hand. (Benim bir yemek işlemcim yok, bu yüzden eti el ile ince doğramam gerekiyor.)

  6. The chef is mincing some fresh ginger for the stir-fry. (Şef wok yapmak için taze zencefili ince ince doğruyor.)

  7. She carefully minced the basil leaves to make pesto sauce. (Bazilik yapraklarını dikkatlice doğrayarak pesto sosu yapmak için kullanıyor.)

  8. The recipe says to mince the parsley finely. (Tarif maydanozu ince ince doğramamız gerektiğini söylüyor.)

  9. He was mincing some fresh chives to add to the omelette. (Omlete eklemek için taze dereotunu ince ince doğruyordu.)

  10. She minced the garlic so finely that it practically dissolved into the sauce. (Sarımsağı o kadar incecik doğradı ki neredeyse sosun içinde çözüldü.)

  11. I find it therapeutic to mince vegetables by hand. (El ile sebzeleri doğramak bana terapötik geliyor.)

  12. The recipe calls for minced meat, but I prefer to use ground beef. (Tarif ince doğranmış et istiyor ama ben kıyma kullanmayı tercih ediyorum.)

  13. He was mincing some fresh mint leaves to add to his iced tea. (Soğuk çayına eklemek için taze nane yapraklarını ince ince doğruyordu.)

  14. The chef was mincing some garlic and ginger together for the marinade. (Şef, marine için sarımsak ve zencefili birlikte incecik doğruyordu.)

  15. She carefully minced the shallots for the vinaigrette. (Salamuru yapmak için şalotları dikkatlice doğradı.)

  16. I don’t have the patience to mince things by hand, so I always use my food processor. (El ile doğramaya sabrım yok, bu yüzden her zaman yemek işlemcimi kullanırım.)

  17. The recipe calls for minced garlic, but I like to add whole cloves. (Tarif ince doğranmış sarımsak ist

iyor ama ben bütün dişleri eklemeyi tercih ediyorum.)

  1. He was mincing some fresh rosemary to add to his roasted potatoes. (Fırında patatesleri için taze kekik yapraklarını incecik doğruyordu.)

  2. She minced the carrots and celery to add to the soup. (Çorba için havuç ve kerevizleri ince ince doğradı.)

  3. The recipe calls for minced chicken, but I’m going to use ground turkey instead. (Tarif ince doğranmış tavuk istiyor ama ben yerine kıyma tavuk kullanacağım.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.