Midst İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Midst İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Midst

• Anlamı: Orta, arasında, ortasında, ortada.

1. I found myself in the midst of a crowded street. (Kalabalık bir caddenin ortasında kendimi buldum.)
2. The house was in the midst of renovation. (Ev, tamiratın ortasındaydı.)
3. In the midst of the storm, we lost power. (Fırtınanın ortasında, elektrik kesildi.)
4. She was in the midst of her exam when the fire alarm went off. (Yangın alarmı çalmaya başladığında sınavın ortasındaydı.)
5. He was in the midst of writing his new novel when he got the news. (Haber geldiğinde yeni romanını yazmanın ortasındaydı.)
6. In the midst of the forest, there was a small cabin. (Ormanın ortasında küçük bir kulübe vardı.)
7. The statue stood in the midst of the park. (Heykel, parkın ortasında duruyordu.)
8. She was in the midst of making dinner when the guests arrived. (Misafirler geldiğinde akşam yemeği yapmanın ortasındaydı.)
9. The castle was built in the midst of a vast plain. (Kale, geniş bir ovada inşa edildi.)
10. In the midst of the debate, the senator made an important point. (Tartışmanın ortasında, senatör önemli bir nokta ortaya koydu.)
11. The team was in the midst of a losing streak. (Takım, kaybetme serisinin ortasındaydı.)
12. In the midst of the chaos, she remained calm. (Kaosun ortasında, sakin kalmayı başardı.)
13. The city was located in the midst of a mountain range. (Şehir, dağ silsilesinin ortasındaydı.)
14. In the midst of the desert, there was an oasis. (Çölün ortasında bir vaha vardı.)
15. The choir stood in the midst of the audience. (Koro, seyircilerin ortasında durdu.)
16. In the midst of the ocean, there was a small island. (Okyanusun ortasında küçük bir ada vardı.)
17. The company was in the midst of a major reorganization. (Şirket, büyük bir yeniden yapılanmanın ortasındaydı.)
18. In the midst of the pandemic, people learned to adapt. (Salgının ortasında, insanlar uyum sağlamayı öğrendiler.)
19. The artwork was placed in the midst of the museum’s grand hall. (Sanat eseri, müzenin büyük salonunun ortasına yerleştirildi.)
20. In the midst of the night, the howling wind kept me awake. (Gecenin ortasında, uluyan rüzgar beni uyandırdı.)

21. The children were playing in the midst of the playground. (Çocuklar, oyun parkının ortasında oynuyordu.)
22. In the midst of the concert, the singer forgot the lyrics. (Konserin ortasında, şarkıcı sözleri unuttu.)
23. The temple was located in the midst of the jungle. (Tapınak, ormanın ortasında yer alıyordu.)
24. In the midst of the movie, the power went out. (Film izlerken elektrik kesildi.)
25. The sports team was in the midst of a winning streak. (Spor takımı, kazanma serisinin ortasındaydı.)
26. In the midst of the interview, the journalist asked a sensitive question. (Röportajın ortasında, gazeteci hassas bir soru sordu.)
27. The farm was situated in the midst of vast green fields. (Çiftlik, geniş yeşil tarlaların ortasında bulunuyordu.)
28. In the midst of the concert, the band played their most popular song. (Konserin ortasında, grup en popüler şarkılarını çaldı.)
29. The city’s skyscrapers stood tall in the midst of the skyline. (Şehrin gökdelenleri, siluetin ortasında yüksekçe duruyordu.)
30. In the midst of the ceremony, the bride and groom exchanged rings. (Törenin ortasında, gelin ve damat yüzüklerini takas etti.)