Mercy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mercy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mercy

Merhamet anlamına gelen mercy kelimesi, birisinin acısına, ızdırabına veya zorluğuna karşı anlayışlı olmayı ifade eder. Mercy kelimesi özellikle bir şey yapmayarak veya cezalandırmayarak birinin yardımına koşmayı da içerir.

Örnek Cümleler:

  1. My mother always shows mercy to animals, she feeds them and takes care of them. (Annem her zaman hayvanlara merhamet gösterir, onları besler ve bakar.)
  2. The judge showed mercy to the accused and reduced his sentence. (Hakim, suçlu kişiye merhamet gösterdi ve cezasını azalttı.)
  3. He begged for mercy, but his enemy showed no pity. (O merhamet dilese de, düşmanı hiç acımamıştı.)
  4. We need to show mercy and compassion to those who are less fortunate than us. (Daha az şanslı olanlara karşı merhamet ve şefkat göstermeliyiz.)
  5. The doctor showed mercy and gave her patient a painkiller. (Doktor, hastasına merhamet gösterdi ve ona ağrı kesici verdi.)
  6. The mercy of the rescuers saved the lives of the stranded hikers. (Kurtarıcıların merhameti, mahsur kalan yürüyüşçülerin hayatını kurtardı.)
  7. She had mercy on the hungry dog and gave it some food. (O, aç köpeğe merhamet etti ve ona biraz yiyecek verdi.)
  8. The king showed mercy and pardoned the prisoner. (Kral, suçluya merhamet gösterdi ve onu affetti.)
  9. The teacher showed mercy and gave her student another chance to pass the test. (Öğretmen, öğrencisine merhamet gösterdi ve ona sınavı geçmek için başka bir şans verdi.)
  10. She showed mercy to her ex-husband and didn’t ask for alimony. (O, eski kocasına merhamet gösterdi ve nafaka istemedi.)
  11. The police officer showed mercy to the homeless man and gave him some money. (Polis memuru, evsiz adama merhamet gösterdi ve ona biraz para verdi.)
  12. We should always show mercy and forgiveness to those who have wronged us. (Bize yanlış yapanlara her zaman merhamet ve bağışlama göstermeliyiz.)
  13. The coach showed mercy and didn’t make the injured player continue playing. (Antrenör, sakatlanan oyuncuya merhamet gösterdi ve onu oynamaya zorlamadı.)
  14. She had no mercy on her opponents and beat them all. (O, rakiplerine merhamet etmedi ve hepsini yendi.)
  15. The manager showed mercy and didn’t fire the employee who made a mistake. (Yönetici, hata yapan çalışanı kovmadı ve ona bir şans daha verdi.)
  16. He asked for mercy and promised to never do it again. (O, merhamet istedi ve bir daha asla yapmayacağına söz verdi
  1. The kind stranger showed mercy and gave the homeless woman a warm coat. (İyi yürekli yabancı, evsiz kadına sıcak bir ceket vererek ona merhamet gösterdi.)
  2. The merciful nurse comforted the sick child and made him feel better. (Merhametli hemşire, hastalık çeken çocuğa destek oldu ve onu daha iyi hissettirdi.)
  3. He pleaded for mercy, but the judge was not lenient and gave him a harsh sentence. (O, merhamet için yalvardı, ama hakim indirim yapmadı ve ona ağır bir ceza verdi.)
  4. The merciful act of forgiveness brought peace and harmony to their relationship. (Bağışlama yoluyla gösterilen merhamet, ilişkilerine barış ve uyum getirdi.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Annem her zaman hayvanlara merhamet gösterir, onları besler ve bakar.
  2. Hakim, suçlu kişiye merhamet gösterdi ve cezasını azalttı.
  3. O merhamet dilese de, düşmanı hiç acımamıştı.
  4. Daha az şanslı olanlara karşı merhamet ve şefkat göstermeliyiz.
  5. Doktor, hastasına merhamet gösterdi ve ona ağrı kesici verdi.
  6. Kurtarıcıların merhameti, mahsur kalan yürüyüşçülerin hayatını kurtardı.
  7. O, aç köpeğe merhamet etti ve ona biraz yiyecek verdi.
  8. Kral, suçluya merhamet gösterdi ve onu affetti.
  9. Öğretmen, öğrencisine merhamet gösterdi ve ona sınavı geçmek için başka bir şans verdi.
  10. O, eski kocasına merhamet gösterdi ve nafaka istemedi.
  11. Polis memuru, evsiz adama merhamet gösterdi ve ona biraz para verdi.
  12. Bize yanlış yapanlara her zaman merhamet ve bağışlama göstermeliyiz.
  13. Antrenör, sakatlanan oyuncuya merhamet gösterdi ve onu oynamaya zorlamadı.
  14. O, rakiplerine merhamet etmedi ve hepsini yendi.
  15. Yönetici, hata yapan çalışanı kovmadı ve ona bir şans daha verdi.
  16. O, merhamet istedi ve bir daha asla yapmayacağına söz verdi.
  17. İyi yürekli yabancı, evsiz kadına sıcak bir ceket vererek ona merhamet gösterdi.
  18. Merhametli hemşire, hastalık çeken çocuğa destek oldu ve onu daha iyi hissettirdi.
  19. O, merhamet için yalvardı, ama hakim indirim yapmadı ve ona ağır bir ceza verdi.
  20. Bağışlama yoluyla gösterilen merhamet, ilişkilerine barış ve uyum

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.