Memory İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Memory İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Memory İle İlgili Cümleler

Memory kelimesinin Türkçe anlamı “bellek”tir. Bellek, bir bilgisayarın veya insanın geçmişteki deneyimleri, bilgileri ve olayları hatırlama ve depolama yeteneğini ifade eder.

  1. I have a good memory for faces. (Ben yüzleri hatırlama konusunda iyi bir belleğe sahibim.)
  2. He is losing his memory as he gets older. (Yaşlandıkça belleği zayıflıyor.)
  3. She has a photographic memory and can recall everything she has ever seen. (O, fotografik bir belleğe sahip ve gördüğü her şeyi hatırlayabilir.)
  4. The computer’s memory is full, so it can’t store any more data. (Bilgisayarın belleği dolu, bu yüzden daha fazla veri depolayamaz.)
  5. I need to refresh my memory on that topic before the exam. (Sınavdan önce o konuda belleğimi tazelemem gerekiyor.)
  6. Alzheimer’s disease can cause severe memory loss. (Alzheimer hastalığı ciddi bellek kaybına neden olabilir.)
  7. Her memory of the accident is still very vivid. (Kazaya dair hatıraları hala çok canlı.)
  8. I keep all my important files in a USB memory stick. (Tüm önemli dosyalarımı bir USB bellekte saklıyorum.)
  9. My childhood memories are some of my most cherished possessions. (Çocukluk anılarım en değerli hazinelerimden bazılarıdır.)
  10. The company is planning to upgrade its computer memory to increase efficiency. (Şirket verimliliği artırmak için bilgisayar belleğini yükseltmeyi planlıyor.)
  11. He has a great memory for song lyrics. (Şarkı sözlerini hatırlama konusunda harika bir belleği var.)
  12. The book is a collection of his memories of growing up in the city. (Kitap, şehirde büyürken yaşadığı anıların bir derlemesidir.)
  13. The smell of cookies baking brought back memories of her grandmother’s kitchen. (Kurabiyelerin pişmesinin kokusu, büyükannesinin mutfağına dair hatıralarını canlandırdı.)
  14. The athlete’s performance suffered due to a lapse in memory during the game. (Sporcu, maç sırasında bellek hatası nedeniyle performansı düştü.)
  15. The device has a built-in memory card reader. (Cihazda dahili bir hafıza kartı okuyucu bulunuyor.)
  16. We have a shared memory of that amazing vacation we took together. (Birlikte harika bir tatil yaptığımız konusunda ortak bir belleğimiz var.)
  17. I have a bad memory for names. (İsimleri hatırlama konusunda kötü bir belleğe sahibim.)
  18. The memory of their first kiss still made her heart flutter. (İlk öpüşmelerinin hatırası hala onun kalbini çarpıyordu.)
  19. The museum exhibit

included interactive displays that tested visitors’ memory skills. (Müze sergisi, ziyaretçilerin bellek becerilerini test eden etkileşimli ekranlar içeriyordu.)
20. The professor has a remarkable memory and can recite entire poems from memory. (Profesörün dikkat çekici bir belleği var ve tam şiirleri bellekten okuyabiliyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.