Crevasse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crevasse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crevasse Nedir?

Crevasse, buzulun yüzeyinde veya buzulun altındaki çatlak veya yarıkların genişlemesi sonucu oluşan derin ve tehlikeli çukurlardır. Dağcılık ve buzul tırmanışı sırasında büyük bir tehlike oluştururlar.

Örnek Cümleler:

1. We had to be extremely careful while crossing the crevasse. (Crevasseyi geçerken son derece dikkatli olmak zorunda kaldık.)
2. The crevasse was so deep that we couldn’t see the bottom. (Crevasse çok derindi, dibini göremedik.)
3. They used a rope to cross the crevasse safely. (Crevasseyi güvenli bir şekilde geçmek için bir halat kullandılar.)
4. The climber fell into a crevasse and had to be rescued. (Dağcı bir crevasseye düştü ve kurtarılmak zorunda kaldı.)
5. The team had to navigate around several crevasses on their way to the summit. (Takım, zirveye giderken birkaç crevasseyi dolaşmak zorunda kaldı.)
6. The crevasse was hidden beneath a thin layer of snow. (Crevasse, ince bir kar tabakasının altında gizliydi.)
7. We had to jump over a small crevasse to continue our journey. (Yolculuğumuza devam etmek için küçük bir crevasseyi atlamak zorunda kaldık.)
8. The crevasse widened as we moved further up the glacier. (Glasiyerin daha yukarısına doğru hareket ettikçe crevasse genişledi.)
9. The guide warned us to stay away from the crevasses. (Rehber, crevasse’lardan uzak durmamız konusunda bizi uyardı.)
10. The crevasse was filled with icy water. (Crevasse buz gibi suyla doluydu.)
11. They set up a camp near the edge of the crevasse. (Crevasse’nin kenarına yakın bir kamp kurdular.)
12. The crevasse posed a serious threat to the climbers. (Crevasse, dağcılar için ciddi bir tehdit oluşturdu.)
13. The rescue team used a helicopter to reach the injured climber trapped in a crevasse. (Kurtarma ekibi, crevasseye sıkışmış yaralı dağcıya ulaşmak için bir helikopter kullandı.)
14. We had to cross a narrow snow bridge to get to the other side of the crevasse. (Crevasseyi geçmek için dar bir kar köprüsünü geçmek zorunda kaldık.)
15. The crevasse was wider than we had anticipated. (Crevasse, öngördüğümüzden daha genişti.)
16. The climbers had to use crampons to climb out of the crevasse. (Dağcılar, crevasseyi terk etmek için crampon kullanmak zorunda kaldılar.)
17. The crevasse was caused by the movement of the glacier

18. The team had to carefully navigate around the crevasses to avoid any accidents. (Takım, herhangi bir kazayı önlemek için crevasse’ların etrafından dikkatlice dolaşmak zorunda kaldı.)
19. The crevasse was too wide to jump, so the team had to use a ladder to cross it. (Crevasse atlamak için çok genişti, bu yüzden takım onu geçmek için bir merdiven kullandı.)
20. The guide showed us how to safely cross the crevasse using the proper techniques. (Rehber, doğru teknikleri kullanarak crevasseyi güvenli bir şekilde geçmeyi bize gösterdi.)