Masculine İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Masculine İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Masculine (Erkeksi)

Masculine, erkeklerle ilgili olan, erkeksi anlamına gelen bir sıfattır.

  1. He has a masculine build. (O, erkeksi bir görünüme sahip.)
  2. The cologne has a masculine scent. (Parfümün erkeksi bir kokusu var.)
  3. He speaks in a masculine voice. (O, erkeksi bir ses tonuyla konuşur.)
  4. He has a strong and masculine jawline. (O, güçlü ve erkeksi bir çene yapısına sahip.)
  5. The jacket has a masculine design. (Ceketin erkeksi bir tasarımı var.)
  6. The gym has a masculine atmosphere. (Spor salonunun erkeksi bir atmosferi var.)
  7. He exudes masculine confidence. (O, erkeksi bir güven yansıtıyor.)
  8. He prefers more masculine hobbies like hunting and fishing. (O, avlanma ve balık tutma gibi daha erkeksi hobileri tercih eder.)
  9. The movie is targeted towards a masculine audience. (Film, erkeksi bir kitleye yöneliktir.)
  10. He wears masculine clothing like suits and ties. (O, takım elbise ve kravat gibi erkeksi kıyafetler giyer.)
  11. He has a masculine energy that is contagious. (O, bulaşıcı bir şekilde erkeksi bir enerjiye sahip.)
  12. He believes that men should have more masculine roles in society. (O, erkeklerin toplumda daha erkeksi rolleri olması gerektiğine inanıyor.)
  13. He is a masculine figure in the sports world. (O, spor dünyasında erkeksi bir figürdür.)
  14. The beer has a strong, masculine flavor. (Bira, güçlü ve erkeksi bir tadı var.)
  15. He has a masculine sense of humor. (O, erkeksi bir espri anlayışına sahip.)
  16. He displays his masculinity through physical strength. (O, fiziksel gücü aracılığıyla erkekliğini sergiliyor.)
  17. He has a masculine personality that attracts many people. (O, birçok insanı cezbeden erkeksi bir kişiliğe sahip.)
  18. He has a masculine sense of style. (O, erkeksi bir tarzı var.)
  19. The book explores the idea of masculine identity. (Kitap, erkek kimliğini keşfediyor.)
  20. He feels pressure to conform to masculine stereotypes. (O, erkeksi kalıplara uyma baskısı hissediyor.)
  1. The advertisement features a masculine man as the ideal image of success. (Reklam, başarı idealinin erkeksi bir adam olarak gösteriyor.)
  2. He believes that men should be more masculine than women. (O, erkeklerin kadınlardan daha erkeksi olması gerektiğine inanıyor.)
  3. He is often praised for his masculine qualities like bravery and assertiveness. (O, cesaret ve kararlılık gibi erkeksi özellikleri nedeniyle sık sık övülür.)
  4. He struggles with expressing his emotions because of societal expectations of masculinity. (O, toplumsal erkeklik beklentileri nedeniyle duygularını ifade etmekte zorlanıyor.)
  5. He finds feminine traits unappealing and prefers women who exhibit more masculine qualities. (O, feminen özellikleri çekici bulmaz ve daha erkeksi özellikler sergileyen kadınları tercih eder.)
  6. The car is marketed as a masculine symbol of power and status. (Araba, güç ve statünün erkeksi bir sembolü olarak pazarlanıyor.)
  7. He believes that women who exhibit masculine qualities are trying to be like men. (O, erkeksi özellikler sergileyen kadınların erkek gibi olmaya çalıştığını düşünüyor.)
  8. The brand targets a masculine audience with its rugged and durable products. (Marka, dayanıklı ve kaba ürünleriyle erkeksi bir kitleyi hedefliyor.)
  9. He feels pressure to conform to traditional masculine gender roles. (O, geleneksel erkeklik cinsiyet rollerine uyma baskısı hissediyor.)
  10. He believes that femininity is the opposite of masculinity. (O, feminenliğin erkeklikle zıt olduğuna inanıyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.