Marsh İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Marsh İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Marsh İle İlgili Cümleler

Marsh, Türkçe dilinde “bataklık, çamur tarlası” gibi anlamlara gelir. İşte Marsh kelimesinin İngilizce cümlelerde kullanıldığı 20 örnek:

Örnek Cümleler:

  1. The kids were jumping around in the marsh, getting themselves covered in mud. (Çocuklar bataklığın içinde zıplayıp, kendilerini çamurun içine batırıyorlardı.)
  2. We can’t cross the marsh without getting our shoes soaked. (Ayaklarımızı sırılsıklam etmeden bataklığı geçemeyiz.)
  3. The marsh is home to a variety of wildlife, including frogs, snakes, and birds. (Bataklık, kurbağalar, yılanlar ve kuşlar dahil olmak üzere çeşitli vahşi yaşam alanlarına ev sahipliği yapar.)
  4. The road was flooded and turned into a marsh after the heavy rain. (Yoğun yağıştan sonra yol sular altında kaldı ve bataklığa dönüştü.)
  5. The archaeologists found some interesting artifacts in the marsh. (Arkeologlar bataklıkta ilginç eserler buldular.)
  6. The marsh was so dense that it was difficult to walk through. (Bataklık o kadar yoğundu ki içinden geçmek zordu.)
  7. The smell of the marsh was overpowering and made me feel sick. (Bataklığın kokusu ağır ve beni rahatsız etti.)
  8. The hunters set up their blinds near the marsh to wait for the ducks. (Avcılar, ördekleri beklemek için bataklığa yakın saklanaklarını kurdular.)
  9. The marsh was teeming with life, despite its muddy and inhospitable appearance. (Bataklık, çamurlu ve konaklamaya elverişsiz görünmesine rağmen hayatla doluydu.)
  10. The marshland provided an important habitat for rare and endangered species. (Bataklık alanı, nadir ve tehlike altındaki türler için önemli bir yaşam alanı sağladı.)
  11. The marsh was a popular spot for fishing enthusiasts looking to catch some trout. (Bataklık, alabalık avlamak isteyen balık tutkunları için popüler bir yerdi.)
  12. The team had to navigate through the marsh to reach their destination. (Takım hedeflerine ulaşmak için bataklığın içinden geçmek zorunda kaldı.)
  13. The fog was so thick over the marsh that it was impossible to see more than a few feet ahead. (Sis bataklık üzerinde o kadar yoğundu ki birkaç metre öteden daha fazlasını görmek imkansızdı.)
  14. The marsh was a key part of the ecosystem, providing important services such as water filtration and flood control. (Bataklık, su filtreleme ve sel kontrolü gibi önemli hizmetleri sağlayan ekosistemin önemli bir parçasıydı.)
  15. The herons and egrets were feeding on fish

in the marsh, their long legs allowing them to wade easily through the water. (Balık yiyen balıkçıllar ve ak balıkçılları bataklıkta besleniyor, uzun bacakları suyun içinde kolayca yürümelerine olanak tanıyordu.)
16. The marsh was a peaceful place to go for a walk and enjoy the natural surroundings. (Bataklık, yürüyüş yapmak ve doğal çevrenin tadını çıkarmak için huzurlu bir yerdi.)

  1. The marsh was home to a wide variety of plant species, including cattails and water lilies. (Bataklık, kamışlar ve su zambakları dahil olmak üzere geniş çeşitlilikte bitki türüne ev sahipliği yapıyordu.)
  2. The marsh was an important source of food for the local indigenous people. (Bataklık, yerli halk için önemli bir gıda kaynağıydı.)
  3. The research team set up monitoring stations around the marsh to study changes in the ecosystem over time. (Araştırma ekibi, ekosistemdeki değişimleri zaman içinde incelemek için bataklık etrafında izleme istasyonları kurdu.)
  4. The marsh was a beautiful and unique landscape, with its shimmering water and lush vegetation. (Bataklık, ışıl ışıl suyu ve bol bitki örtüsüyle güzel ve benzersiz bir manzaraydı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.