Make Fit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Make Fit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Make Fit kelimesinin Türkçe anlamı:

Make Fit, “uydurmak, uygun hale getirmek” anlamına gelir. Bir şeyi istenen duruma uygun hale getirmek veya bir şeyi bir başka şeyle uyumlu hale getirmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. The tailor made the dress fit perfectly. (Terzi elbiseyi mükemmel uydu)
2. She worked out to make her body fit for the competition. (Yarışma için vücudunu uygun hale getirmek için egzersiz yaptı.)
3. He made the puzzle pieces fit together. (Bulmaca parçalarını birbirine uygun hale getirdi.)
4. The furniture didn’t fit through the narrow doorway. (Mobilyalar dar kapıdan geçmedi.)
5. She had to alter the dress to make it fit her. (Elbiseyi üzerine uygun hale getirmek için değiştirmesi gerekiyordu.)
6. He tried to make his schedule fit with hers. (Onun programını kendi programıyla uyumlu hale getirmeye çalıştı.)
7. The doctor made a splint to fit the broken bone. (Doktor kırık kemiğe uygun bir atel yaptı.)
8. The company made a special offer to fit the customer’s budget. (Şirket müşterinin bütçesine uygun özel bir teklif yaptı.)
9. She made the story fit into a single page. (Hikayeyi tek bir sayfaya uygun hale getirdi.)
10. He had to make the words fit into the song’s rhythm. (Kelime ve şarkının ritmine uygun hale getirmesi gerekiyordu.)
11. She bought a new dress to fit the occasion. (Durağanı uygun hale getirmek için yeni bir elbise aldı.)
12. The mechanic made the parts fit together perfectly. (Mekanik parçaları mükemmel şekilde birbirine uygun hale getirdi.)
13. She adjusted the straps to make the backpack fit comfortably. (Sırt çantasını rahat bir şekilde uygun hale getirmek için kayışları ayarladı.)
14. The company customized the software to fit the client’s needs. (Şirket yazılımı müşterinin ihtiyaçlarına uygun hale getirdi.)
15. The manager made the work schedule fit the employees’ availability. (Yönetici iş programını çalışanların uygunluğuna göre düzenledi.)
16. She tried to make her beliefs fit with her actions. (İnançlarını eylemleriyle uygun hale getirmeye çalıştı.)
17. He had to make the wires fit into the tight space. (Tellere sıkışık alana uygun hale getirmesi gerekiyordu.)
18. She made the presentation fit the time limit. (Sunumu zaman sınırına uygun hale getirdi.)
19. The chef made the ingredients fit the recipe. (Şef malzemeleri tarife uygun hale getirdi.)
20. He had to make his resume fit the job requirements. (Özgeçmişini

the job requirements’ına uygun hale getirmesi gerekiyordu.)

Note: “Make Fit” kelimesi bir fiil olduğundan, cümle içinde genellikle eylem olarak kullanılır ve ardından uygun nesne veya hedef belirtilir.