Major İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Major İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Major

Major, İngilizce’de “yüksek rütbeli askeri subay” anlamına gelir.

  1. After completing his training, he was promoted to the rank of major. (Eğitimini tamamladıktan sonra, yüzbaşı rütbesine terfi etti.)
  2. The major was in charge of leading the troops during the operation. (Operasyon sırasında birlikleri yönetmekle yükümlü olan yüzbaşıydı.)
  3. Major Johnson has been serving in the military for over 20 years. (Yüzbaşı Johnson, 20 yıldan fazla bir süredir askeri hizmet vermektedir.)
  4. The major’s strategic planning was crucial to the success of the mission. (Yüzbaşının stratejik planlaması, görevin başarısı için hayati önem taşıyordu.)
  5. As a major, he had the authority to make important decisions on the battlefield. (Yüzbaşı olarak, savaş alanında önemli kararlar almak için yetkisi vardı.)
  6. The major gave orders to his troops to advance towards the enemy’s position. (Yüzbaşı, birliklerine düşman pozisyonuna doğru ilerlemeleri için emir verdi.)
  7. After the battle was won, the major congratulated his soldiers on their bravery. (Savaş kazanıldıktan sonra, yüzbaşı askerlerini cesaretleri için tebrik etti.)
  8. The major’s uniform was decorated with numerous medals and badges. (Yüzbaşının üniforması birçok madalya ve rozetle süslenmişti.)
  9. Major Davis was responsible for training new recruits. (Yeni askerleri eğitme sorumluluğu olan Yüzbaşı Davis.)
  10. The major was known for his exceptional leadership skills. (Yüzbaşı, olağanüstü liderlik becerileriyle tanınıyordu.)
  11. Major Smith was wounded in action and had to be evacuated from the battlefield. (Smith Yüzbaşı savaşta yaralandı ve savaş alanından tahliye edildi.)
  12. The major’s mission was to secure the bridge and prevent enemy forces from crossing. (Yüzbaşının görevi köprüyü güvence altına almak ve düşman güçlerinin geçişini engellemekti.)
  13. The major was proud of his service to his country. (Yüzbaşı, ülkesine hizmet etmekten gurur duyuyordu.)
  14. Major Lee was promoted to colonel after his successful mission. (Başarılı görevinin ardından, Lee Yüzbaşı Albaylığa terfi etti.)
  15. The major led his troops into battle with great courage and determination. (Yüzbaşı, büyük cesaret ve kararlılıkla birliklerini savaşa yönetti.)
  16. Major Thompson was responsible for overseeing the construction of the new military base. (Thompson Yüzbaşı, yeni askeri üssün inşasını denetleme sorumluluğundaydı.)
  17. The major’s experience and expertise were invaluable to the success of the mission. (Yüzbaşının deneyimi ve uzmanlığı, görev

başarısı için paha biçilmezdi.)
18. The major was known for his strict discipline and high standards. (Yüzbaşı, sıkı disiplini ve yüksek standartlarıyla tanınıyordu.)

  1. Major Johnson’s final mission was to lead a rescue operation in enemy territory. (Johnson Yüzbaşının son görevi, düşman topraklarında bir kurtarma operasyonunu yönetmekti.)
  2. The major’s leadership during the battle earned him the respect of his fellow soldiers. (Savaş sırasındaki liderliği, yüzbaşıya diğer askerlerinin saygısını kazandırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.