Majestic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Majestic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Majestic Nedir?


Majestic, görkemli, etkileyici ve büyüleyici anlamlarına gelir. İngilizce dilinde sıklıkla kullanılan bu kelime, genellikle büyük ve muhteşem şeyleri tarif etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The majestic mountain range loomed in the distance. (Görkemli dağ silsilesi uzakta belirdi.)
  2. The majestic beauty of the Taj Mahal left me speechless. (Taj Mahal’ın görkemli güzelliği beni konuşturamadı.)
  3. The majestic lion roared loudly in the jungle. (Görkemli aslan ormanda yüksek sesle kükredi.)
  4. The majestic cathedral towered over the city skyline. (Görkemli katedral şehir manzarasının üzerinde yükseliyordu.)
  5. The majestic ship sailed across the ocean with ease. (Görkemli gemi okyanusu kolayca geçti.)
  6. The majestic oak tree provided shade for the entire park. (Görkemli meşe ağacı parkın tamamına gölge sağladı.)
  7. The majestic waterfall cascaded down the rocks in a beautiful display. (Görkemli şelale güzel bir görüntüyle kayalıklardan aşağıya düştü.)
  8. The majestic elephant stood tall in the savannah. (Görkemli fil savanın ortasında dimdik duruyordu.)
  9. The majestic palace was fit for a king. (Görkemli saray krala layık bir yerdi.)
  10. The majestic eagle soared through the sky. (Görkemli kartal gökyüzünde süzüldü.)
  11. The majestic sunset painted the sky with vibrant colors. (Görkemli gün batımı canlı renklerle gökyüzünü boyadı.)
  12. The majestic statue towered over the city square. (Görkemli heykel şehir meydanının üzerinde yükseliyordu.)
  13. The majestic glacier glistened in the sunlight. (Görkemli buzulu güneş ışığında ışıldıyordu.)
  14. The majestic mansion was surrounded by lush gardens. (Görkemli malikane lüks bahçelerle çevriliydi.)
  15. The majestic falcon perched on a branch, watching its prey. (Görkemli şahin avını izleyerek bir dalda oturdu.)
  16. The majestic volcano erupted, spewing hot lava into the air. (Görkemli volkan patladı, sıcak lavları havaya saçtı.)
  17. The majestic train chugged along the tracks, carrying its passengers to their destination. (Görkemli tren raylar boyunca ilerleyerek yolcularını hedeflerine götürdü.)
  18. The majestic castle was a sight to behold. (Görkemli kale görülmeye değerdi.)
  19. The majestic peacock spread its feathers, displaying its beauty. (Görkemli tavus kuşu tüylerini açarak güzelliğini sergiledi.)
  20. The

majestic view from the top of the mountain was breathtaking. (Dağın tepesinden görülen görkemli manzara nefes kesiciydi.)

(Türkçe karşılıklar parantez içinde verilmiştir.)

Note: Renkli yazı etiketi kullanılmadı, ancak her örnek cümle kalın ve mavi olarak belirtildi.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.