Lurk İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lurk İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lurk İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Gizlice takılmak, sessizce beklemek.

  1. I saw him lurking in the shadows. (Onu gölgelerde pusuda beklerken gördüm.)
  2. The detective lurked outside the building, waiting for the suspect. (Dedektif, şüpheliyi beklemek için binanın dışında pusuda kaldı.)
  3. The predator was lurking in the bushes, waiting for its prey. (Yırtıcı hayvan avını bekleyerek çalılıklarda pusuda bekliyordu.)
  4. He was accused of lurking around the neighborhood at night. (Gece mahallede pusuda beklemekle suçlandı.)
  5. The paparazzi are known for lurking around celebrities’ homes. (Paparaziler, ünlülerin evlerinin çevresinde pusuda beklemeleriyle tanınırlar.)
  6. She felt like someone was lurking behind her, but when she turned around, there was no one there. (Arkasında biri pusuda bekliyormuş gibi hissetti, ancak döndüğünde kimse yoktu.)
  7. The thief was lurking in the shadows, waiting for the right moment to strike. (Hırsız, uygun anı beklemek için gölgelerde pusuda bekliyordu.)
  8. They caught the spy lurking around their headquarters. (Casusu merkezlerinin etrafında pusuda beklerken yakaladılar.)
  9. The photographer was lurking in the bushes, waiting for the perfect shot. (Fotoğrafçı, mükemmel çekim için çalılıklarda pusuda bekliyordu.)
  10. She felt uneasy when she sensed someone lurking outside her window. (Penceresinin dışında birinin pusuda beklediğini hissettiğinde huzursuz oldu.)
  11. The monster was lurking in the dark cave, waiting for its next victim. (Canavar, karanlık mağarada sonraki kurbanını bekliyordu.)
  12. He was caught lurking in the women’s restroom. (Kadın tuvaletinde pusuda beklerken yakalandı.)
  13. The stalker was seen lurking outside the victim’s house. (Takipçi, mağdurenin evinin dışında pusuda beklerken görüldü.)
  14. The shark was lurking in the water, waiting for its prey to swim by. (Köpekbalığı, avının yanından geçmesini bekleyerek suyun altında pusuda bekliyordu.)
  15. He saw a figure lurking in the distance, but couldn’t make out who it was. (Uzakta bir figürün pusuda beklediğini gördü, ancak kim olduğunu anlayamadı.)
  16. The burglar was caught lurking around the jewelry store. (Hırsız, mücevher mağazasının çevresinde pusuda beklerken yakalandı.)
  17. She knew someone was lurking in the haunted house, but she didn’t know who or what it was. (Perili evde birinin pusuda beklediğini biliyordu, ancak kim veya ne olduğunu bilmiyordu.)
  18. The killer was lurking in the park, waiting for his next victim. (Kat

il, sonraki kurbanını beklemek için parkta pusuda bekliyordu.)
19. The spy was lurking in the shadows, trying to gather information. (Casus, bilgi toplamak için gölgelerde pusuda bekliyordu.)

  1. She felt a chill run down her spine as she realized someone was lurking behind her. (Biri arkasında pusuda beklerken bir ürperti hissetti.)

Türkçe Karşılığı: Gizlice takılmak, sessizce beklemek.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.