Lunatic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lunatic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lunatic Nedir?

Lunatic kelimesi Türkçe’de “çılgın, deli” gibi anlamlara gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She’s a lunatic, she just jumped off the bridge! (O bir çılgın, köprüden atladı!)
  2. Don’t listen to him, he’s a lunatic. (Onu dinleme, o bir deli.)
  3. The lunatic asylum was located on the outskirts of town. (Deli hastanesi şehrin kenar mahallelerindeydi.)
  4. The lunatic’s behavior was erratic and unpredictable. (Çılgının davranışı düzensiz ve tahmin edilemezdi.)
  5. She was afraid to leave her house because of the lunatic roaming the streets. (Sokaklarda dolaşan deli nedeniyle evinden çıkmaktan korkuyordu.)
  6. The movie was about a lunatic who thought he was a superhero. (Film, kendisini süper kahraman sanan bir çılgın hakkındaydı.)
  7. The lunatic’s eyes were wild and unfocused. (Çılgının gözleri çılgınca ve odaklanamıyordu.)
  8. The lunatic ranted and raved about his conspiracy theories. (Deli, komplo teorileri hakkında çılgınca konuştu.)
  9. She felt like a lunatic, running around trying to find her lost keys. (Kaybolan anahtarlarını bulmaya çalışırken deli gibi koşturuyormuş gibi hissetti.)
  10. The lunatic laughed maniacally as he set fire to the building. (Çılgın binayı ateşe verirken manyakça güldü.)
  11. He was diagnosed as a lunatic and was sent to a mental institution. (O, çılgın olarak teşhis edildi ve bir akıl hastanesine gönderildi.)
  12. The lunatic’s outburst caused chaos in the courtroom. (Çılgının patlaması mahkeme salonunda kaosa neden oldu.)
  13. She acted like a lunatic when she found out she won the lottery. (Lotarya kazandığını öğrendiğinde çılgın gibi davrandı.)
  14. The lunatic’s ramblings made no sense to anyone. (Deli’nin saçmalıkları hiç kimseye anlamlı gelmiyordu.)
  15. The lunatic had a history of violent behavior. (Deli, şiddetli davranışlarına dair bir geçmişe sahipti.)
  16. She felt like she was going insane and feared becoming a lunatic. (Çıldırmak üzere olduğunu hissetti ve deli olmaktan korktu.)
  17. The lunatic’s eyes were filled with a dangerous gleam. (Çılgının gözleri tehlikeli bir parıltı ile doluydu.)
  18. He was a genius, but sometimes he acted like a lunatic. (O, bir dahiydi ama bazen çılgın gibi davranıyordu.)
  19. The lunatic’s laughter echoed through the empty halls. (Çılgının kahkahası boş koridorlarda yankılandı.)
  20. The lun

atic was restrained by the authorities before he could harm anyone. (Çılgın kimseye zarar vermeden önce yetkililer tarafından engellendi.)

Türkçe Karşılığı:

  1. O bir çılgın, köprüden atladı!
  2. Onu dinleme, o bir deli.
  3. Deli hastanesi şehrin kenar mahallelerindeydi.
  4. Çılgının davranışı düzensiz ve tahmin edilemezdi.
  5. Sokaklarda dolaşan deli nedeniyle evinden çıkmaktan korkuyordu.
  6. Film, kendisini süper kahraman sanan bir çılgın hakkındaydı.
  7. Çılgının gözleri çılgınca ve odaklanamıyordu.
  8. Deli, komplo teorileri hakkında çılgınca konuştu.
  9. Kaybolan anahtarlarını bulmaya çalışırken deli gibi koşturuyormuş gibi hissetti.
  10. Çılgın binayı ateşe verirken manyakça güldü.
  11. O, çılgın olarak teşhis edildi ve bir akıl hastanesine gönderildi.
  12. Çılgının patlaması mahkeme salonunda kaosa neden oldu.
  13. Lotarya kazandığını öğrendiğinde çılgın gibi davrandı.
  14. Deli’nin saçmalıkları hiç kimseye anlamlı gelmiyordu.
  15. Deli, şiddetli davranışlarına dair bir geçmişe sahipti.
  16. Çıldırmak üzere olduğunu hissetti ve deli olmaktan korktu.
  17. Çılgının gözleri tehlikeli bir parıltı ile doluydu.
  18. O, bir dahiydi ama bazen çılgın gibi davranıyordu.
  19. Çılgının kahkahası boş koridorlarda yankılandı.
  20. Çılgın kimseye zarar vermeden önce yetkililer tarafından engellendi.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.