Luminescence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Luminescence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Luminescence Nedir?

Luminescence, ışık yayma sürecidir. Maddelerin içindeki enerji seviyelerinin değişmesi sonucu ışık yayılır. Bu olay doğal ya da yapay olabilir.

Örnek Cümleler:

  1. The fireflies emitted a bright luminescence at night. (Ateş böcekleri gece parlak bir ışık yaydılar.)
  2. The fluorescent paint on the walls gave a beautiful luminescence to the room. (Duvarlardaki floresan boyalar odaya güzel bir ışık yaydı.)
  3. The jellyfish’s luminescence was mesmerizing to watch in the dark ocean. (Jellyfish’ın ışık yayması karanlık okyanusta izlemesi hipnotize ediciydi.)
  4. The luminescence from the moon lit up the dark forest. (Ayın ışığı karanlık ormanı aydınlattı.)
  5. The luminescence in the lab helped the scientists to conduct experiments more accurately. (Laboratuvardaki ışık yayımı bilim adamlarının daha doğru deneyler yapmasına yardımcı oldu.)
  6. The watch dial had a luminescence feature that made it easy to read in the dark. (Saat kadranı karanlıkta okumayı kolaylaştıran bir ışık yayma özelliğine sahipti.)
  7. The lightning bug’s luminescence was a fascinating display of nature. (Yıldırım böceğinin ışık yayması doğanın büyüleyici bir gösterisiydi.)
  8. The luminescence of the stars was breathtakingly beautiful in the clear night sky. (Yıldızların ışık yayması, açık gece gökyüzünde nefes kesici güzellikteydi.)
  9. The diamonds in the necklace sparkled with luminescence under the light. (Kolyedeki elmaslar ışık altında ışıldadı.)
  10. The phosphorescent rocks emitted a faint luminescence in the dark cave. (Fosforlu kayalar karanlık mağarada hafif bir ışık yaydı.)
  11. The luminescence of the fire gave warmth to the cold room. (Ateşin ışık yayması soğuk odaya sıcaklık verdi.)
  12. The glow-in-the-dark stickers had a luminescence that lasted for a few hours. (Karanlıkta parlayan çıkartmalar birkaç saat süren bir ışık yayma özelliğine sahipti.)
  13. The luminescence of the Northern Lights was an unforgettable sight. (Kuzey Işıklarının ışık yayması unutulmaz bir manzaraydı.)
  14. The luminescence of the bioluminescent algae made the water look like it was glowing. (Biyo-luminesan alglerin ışık yayması suyu ışıldıyormuş gibi gösterdi.)
  15. The light emitted by the flashlight had a luminescence that was bright enough to see in the dark. (El fenerinin yaydığı ışık karanlıkta görmek için yeterince parlaktı.)
  16. The luminescence of the neon signs added

a vibrant atmosphere to the city streets at night. (Neon tabelaların ışık yayması gece şehir sokaklarına canlı bir atmosfer kattı.)
17. The luminescence of the fireworks was a spectacular show of color and light. (Havai fişeklerin ışık yayması renkli ve ışıltılı bir gösteriye sahne oldu.)

  1. The luminescence of the sunflower under the sun was a sight to behold. (Güneş altında ayçiçeğinin ışık yayması görülmeye değer bir manzaraydı.)
  2. The bioluminescence of some sea creatures helps them to attract prey or mates. (Bazı deniz canlılarının biyo-luminesansı avlarını veya eşlerini çekmelerine yardımcı olur.)
  3. The luminescence of the fireworks made the night sky light up with a burst of colors. (Havai fişeklerin ışık yayması gece gökyüzünü renklerle patlayarak aydınlattı.)

(Türkçe Çevirileri de kalın ve kırmızı renkte yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.