Lucid İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lucid İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

LUCID

Lucid kelimesi “kavrayan, net, açık, aydınlık” gibi anlamlara gelir. Aşağıda, “lucid” kelimesinin cümle içinde kullanımına ilişkin 20 örnek verilmiştir.

1. She had a lucid dream last night. (Dün gece net bir rüya gördü.)
2. The author wrote a lucid explanation of the complicated theory. (Yazar karmaşık teorinin net bir açıklamasını yazdı.)
3. He became lucid after the surgery. (Cerrahiden sonra kavrayışı açıldı.)
4. The teacher’s lucid explanation helped the students understand the concept. (Öğretmenin net açıklaması öğrencilerin konuyu anlamasına yardımcı oldu.)
5. The book was written in a lucid style. (Kitap net bir tarzda yazılmıştı.)
6. She had a lucid moment of clarity. (Net bir açıklık anı yaşadı.)
7. The instructions were presented in a lucid manner. (Talimatlar net bir şekilde sunuldu.)
8. The speaker gave a lucid presentation. (Konuşmacı net bir sunum yaptı.)
9. The scientist’s lucid explanation of the data was very helpful. (Bilim adamının verilerin net açıklaması çok faydalıydı.)
10. The artist created a lucid image of the landscape. (Sanatçı manzaranın net bir görüntüsünü yarattı.)
11. The coach gave a lucid explanation of the game plan. (Antrenör oyun planının net bir açıklamasını verdi.)
12. She had a lucid moment of insight into the problem. (Probleme net bir içgörü anı yaşadı.)
13. The journalist wrote a lucid article on the topic. (Gazeteci konuyla ilgili net bir makale yazdı.)
14. The musician’s performance was lucid and captivating. (Müzisyenin performansı net ve büyüleyiciydi.)
15. The CEO gave a lucid explanation of the company’s financial situation. (CEO şirketin mali durumunun net bir açıklamasını yaptı.)
16. The students appreciated the teacher’s lucid instructions. (Öğrenciler öğretmenin net talimatlarını takdir ettiler.)
17. The speaker’s lucid argument was persuasive. (Konuşmacının net argümanı ikna ediciydi.)
18. The writer’s lucid prose made the story come alive. (Yazarın net nesri hikayeyi canlandırdı.)
19. The athlete had a lucid understanding of the game strategy. (Sporcu oyun stratejisini net bir şekilde anladı.)
20. The therapist helped her patient achieve a lucid understanding of his emotions. (Terapist hastasının duygularını net bir şekilde anlamasına yardımcı oldu.)

21. The professor’s lucid lecture made the complex topic easier to understand. (Profesörün net dersi karmaşık konuyu anlamayı kolaylaştırdı.)
22. The politician’s lucid speech was well-received by the audience. (Politikacının net konuşması izleyiciler tarafından iyi karşılandı.)
23. The graphic designer created a lucid infographic to present the data. (Grafik tasarımcı verileri sunmak için net bir infografik oluşturdu.)
24. The researcher’s lucid findings shed light on the issue. (Araştırmacının net bulguları konuya ışık tuttu.)
25. The student’s lucid writing style impressed the teacher. (Öğrencinin net yazım stili öğretmeni etkiledi.)
26. The architect’s lucid design plan won the approval of the client. (Mimarın net tasarım planı müşterinin onayını kazandı.)
27. The entrepreneur presented a lucid business proposal to the investors. (Girişimci yatırımcılara net bir iş teklifi sundu.)
28. The historian’s lucid account of the events was informative. (Tarihçinin olayların net anlatımı bilgilendiriciydi.)
29. The detective had a lucid moment of realization about the case. (Dedektif vakayla ilgili net bir farkındalık anı yaşadı.)
30. The poet’s lucid imagery created a vivid picture in the reader’s mind. (Şairin net imgeleri okuyucunun zihninde canlı bir resim yarattı.)