Low Ceilinged İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Low Ceilinged İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Low Ceilinged Nedir?

Low ceilinged kelimesi, bir yapının tavan yüksekliğinin düşük olduğu anlamına gelir. Bu terim, genellikle iç mekanların dar veya sıkışık hissettirdiği durumlarda kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The room was so low-ceilinged that I could almost touch the ceiling with my hand.

    (Oda o kadar alçak tavanlıydı ki, neredeyse elimle tavana dokunabiliyordum.)

  2. It’s hard to feel comfortable in a low-ceilinged space.

    (Alçak tavanlı bir alanda rahat hissetmek zordur.)

  3. The restaurant had a low-ceilinged dining room that felt cramped.

    (Restoranın dar hissettiren alçak tavanlı bir yemek odası vardı.)

  4. Working in a low-ceilinged basement all day can be depressing.

    (Tüm gün alçak tavanlı bir bodrumda çalışmak depresif olabilir.)

  5. The low-ceilinged hallway felt claustrophobic.

    (Alçak tavanlı koridor, kapalı alan fobisi hissi yarattı.)

  6. My old house had low-ceilinged rooms that made it feel cozy.

    (Eski evim, sıcak bir his yaratan alçak tavanlı odalara sahipti.)

  7. People with a fear of heights might prefer low-ceilinged spaces.

    (Yükseklik korkusu olan insanlar, alçak tavanlı alanları tercih edebilirler.)

  8. The low-ceilinged basement was perfect for a home theater.

    (Alçak tavanlı bodrum, ev sineması için mükemmeldi.)

  9. The low-ceilinged attic made it difficult to stand up straight.

    (Alçak tavanlı çatı katı, dik durmayı zorlaştırdı.)

  10. The hotel room had a low-ceilinged bathroom that felt cramped.

    (Otel odasında dar hissettiren alçak tavanlı bir banyo vardı.)

  11. A low-ceilinged kitchen can feel cozy and intimate.

    (Alçak tavanlı bir mutfak, sıcak ve samimi bir his yaratabilir.)

  12. The low-ceilinged basement was a great place to escape the heat.

    (Alçak tavanlı bodrum, sıcaktan kaçmak için harika bir yerdi.)

  13. A low

    -ceilinged office can feel oppressive and cramped.

    (Alçak tavanlı bir ofis, baskıcı ve daraltıcı bir his yaratabilir.)

  14. The low-ceilinged bus made me feel claustrophobic.

    (Alçak tavanlı otobüs, kapalı alan fobisi hissi yarattı.)

  15. The low-ceilinged gym made it difficult to do certain exercises.

    (Alçak tavanlı spor salonu, belirli egzersizleri yapmayı zorlaştırdı.)

  16. Some people find low-ceilinged spaces comforting and cozy.

    (Bazı insanlar, alçak tavanlı alanları rahatlatıcı ve sıcak bulurlar.)

  17. The low-ceilinged basement was perfect for a wine cellar.

    (Alçak tavanlı bodrum, şarap mahzeni için mükemmeldi.)

  18. Low-ceilinged rooms can make a space feel more intimate.

    (Alçak tavanlı odalar, bir alana daha samimi bir his verebilirler.)

  19. The low-ceilinged train made the journey feel claustrophobic.

    (Alçak tavanlı tren, seyahati kapalı alan fobisi hissiyle daha zorlu hale getirdi.)

  20. A low-ceilinged living room can feel cozy and inviting.

    (Alçak tavanlı bir oturma odası, sıcak ve davetkar bir his yaratabilir.)

  21. The low-ceilinged conference room made it difficult to breathe.

    (Alçak tavanlı toplantı odası, nefes almayı zorlaştırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.