Lover İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lover İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lover

Türkçe anlamı: Sevgili, aşık, âşık olan kişi.

1. I have a lover who treats me like a queen. (Bir sevgilim var, beni kraliçe gibi behand ediyor.)
2. He has had many lovers in his life. (Hayatında birçok sevgilisi oldu.)
3. She was his lover for years before they got married. (Evlendikleri önce yıllar boyunca onun sevgilisiydi.)
4. My lover and I are planning a romantic weekend getaway. (Sevgilim ve ben romantik bir hafta sonu kaçamağı planlıyoruz.)
5. He was a passionate lover and she adored him for it. (O tutkulu bir sevgiliydi ve o onu bunun için hayranlıkla sevdi.)
6. She couldn’t resist the temptation to see her lover again. (Tekrar sevgilisini görmeye karşı koyamadı.)
7. He wrote her a love letter every day while they were apart. (Ayrı oldukları dönemde her gün ona bir aşk mektubu yazdı.)
8. She felt like the luckiest woman in the world to have him as her lover. (Onu sevgilisi olarak bulduğu için dünyanın en şanslı kadını olduğunu hissetti.)
9. Their love affair was kept secret for fear of scandal. (Aşk ilişkileri skandal olma korkusuyla gizli tutuldu.)
10. He whispered sweet nothings into her ear, making her feel loved and cherished. (Ona tatlı sözler fısıldayarak sevildiğini ve değer verildiğini hissettirdi.)
11. She was always loyal to her lover, even when things got tough. (Şeyler zorlaştığında bile her zaman sevgilisine sadık kaldı.)
12. He promised to love her forever and never leave her side. (Ona sonsuza kadar seveceğine ve yanından hiç ayrılmayacağına söz verdi.)
13. She spent hours getting ready for her lover’s surprise visit. (Sevgilisinin sürpriz ziyareti için saatlerini hazırlanarak geçirdi.)
14. They met each other’s families and were accepted as a couple. (Birbirlerinin aileleriyle tanıştılar ve çift olarak kabul edildiler.)
15. He was the best lover she ever had, both in and out of the bedroom. (Hem yatakta hem de dışarıda sahip olduğu en iyi sevgiliydi.)
16. She knew it was time to end the affair with her married lover. (Evli sevgilisiyle ilişkiyi sona erdirme zamanının geldiğini biliyordu.)
17. He surprised his lover with a romantic candlelit dinner. (Romantik mum ışığında bir akşam yemeğiyle sevgilisini şaşırttı.)
18. She couldn’t imagine life without her lover by her side. (Sevgilisi olmadan hayatını hayal edemiyordu.)
19. He showered her with gifts and affection,

making her feel like the most special person in the world. (Ona hediyeler ve sevgiyle dolu davranarak, dünyadaki en özel kişi olduğunu hissettirdi.)
20. Despite the distance, they managed to keep their love strong through frequent phone calls and video chats. (Mesafeye rağmen, sık telefon görüşmeleri ve video sohbetleriyle aşklarını güçlü tutmayı başardılar.)