Local İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Local İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Local kelimesinin Türkçe Anlamı:

Local, “yerel” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The local community came together to clean up the park. (Yerel topluluk, parkı temizlemek için bir araya geldi.)
2. We always try to support local businesses in our neighborhood. (Mahallemizdeki yerel işletmelere her zaman destek olmaya çalışıyoruz.)
3. The local government announced a new initiative to reduce traffic congestion. (Yerel yönetim, trafik sıkışıklığını azaltmak için yeni bir girişim başlattı.)
4. I love going to the local farmers market on the weekends. (Hafta sonları yerel çiftçi pazarına gitmeyi seviyorum.)
5. The local football team won their championship game last night. (Yerel futbol takımı, dün gece şampiyonluk maçını kazandı.)
6. I’m looking for a local restaurant that serves authentic Mexican food. (Otantik Meksika yemeği sunan yerel bir restoran arıyorum.)
7. The local library is hosting a book club meeting next week. (Yerel kütüphane, önümüzdeki hafta bir kitap kulübü toplantısı düzenliyor.)
8. We decided to hire a local contractor to renovate our home. (Evimizi yenilemek için yerel bir müteahhiti işe almaya karar verdik.)
9. The local news reported on a new housing development in the area. (Yerel haberler, bölgedeki yeni bir konut gelişiminden bahsetti.)
10. The local police department is investigating a string of burglaries in the neighborhood. (Yerel polis departmanı, mahalledeki bir dizi hırsızlık olayını araştırıyor.)
11. I always try to shop at local stores instead of big chain retailers. (Büyük zincir mağazalar yerine yerel mağazalarda alışveriş yapmaya çalışırım.)
12. The local high school is known for its excellent music program. (Yerel lise, mükemmel müzik programıyla tanınır.)
13. I like to support local artists by buying their work. (Yerel sanatçıları, çalışmalarını satın alarak desteklemeyi severim.)
14. The local theater company is putting on a production of “Hamlet” next month. (Yerel tiyatro şirketi, önümüzdeki ay “Hamlet” adlı bir oyun sahneleyecek.)
16. I prefer to eat at local restaurants because they often use fresh, locally sourced ingredients. (Yerel restoranlarda yemek yemeyi tercih ederim çünkü genellikle taze, yerel kaynaklı malzemeler kullanırlar.)
17. The local animal shelter is in need of donations to help care for homeless pets. (Yerel hayvan barınağı, evsiz hayvanların bakımına yardımcı olmak için bağışlara ihtiyaç duyuyor.)
18. I love walking through the local park in the mornings to enjoy the scenery. (Sabahları manzarayı seyretmek için yerel parkta yürümeyi seviyorum.)
19. The local historical society offers tours of the town’s historic sites. (Yerel tarih derneği, kasabanın tarihi yerlerini turlarla sunuyor.)
20. We should support our local farmers by buying their produce at the farmer’s market. (Çiftçi pazarından yerel çiftçilerin ürünlerini satın alarak onları desteklemeliyiz.)