Lob İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Lob İle İlgili Cümleler
Lob: bir oyun, özellikle tenis, squash ve badminton’da, topun hızını düşürmek ve rakibin sahanın diğer tarafına ulaşmasını zorlaştırmak için topun yüksek bir noktadan ve düşük bir açıyla vurulması.
- I hit a perfect lob over my opponent’s head. (Rakibimin başının üzerinden mükemmel bir lob vurdum.)
- She used a lob to get the ball over the net. (Topu filenin üzerinden geçirmek için bir lob kullandı.)
- He was able to return the lob with ease. (Lobu kolaylıkla karşılayabildi.)
- The player hit a lob that landed just inside the baseline. (Oyuncu, sadece çizgi içine düşen bir lob vurdu.)
- She hit a high lob that caused her opponent to run back. (Rakibini geri koşturan yüksek bir lob vurdu.)
- The lob sailed over the net and landed in the back corner. (Lob, filenin üzerinden uçtu ve arka köşeye indi.)
- He used a well-placed lob to win the point. (Noktayı kazanmak için iyi yerleştirilmiş bir lob kullandı.)
- The lob was too short and her opponent smashed it for a winner. (Lob çok kısaydı ve rakibi kazanmak için sert bir vuruş yaptı.)
- She hit a lob that just cleared the net. (Sadece fileyi geçen bir lob vurdu.)
- He anticipated the lob and was able to position himself for an easy volley. (Lobu önceden tahmin etti ve kendisini kolay bir voley için konumlandırabildi.)
- The lob was too high and went out of bounds. (Lob çok yüksekti ve sınırların dışına çıktı.)
- She used a lob to buy some time to recover from her previous shot. (Önceki vuruşundan kurtulmak için biraz zaman kazanmak için bir lob kullandı.)
- The lob was a risky shot, but it paid off with a point. (Lob riskli bir vuruştu, ama bir noktayla karşılığını aldı.)
- He hit a lob that landed on the sideline. (Kenar çizgisine düşen bir lob vurdu.)
- She hit a lob that landed in the middle of the court. (Sahanın ortasına düşen bir lob vurdu.)
- The player hit a lob that forced his opponent to hit a difficult overhead shot. (Oyuncu, rakibini zor bir üst vuruş yapmaya zorlayan bir lob vurdu.)
- She hit a lob that just barely made it over the net. (Sadece fileyi geçen bir lob vurdu.)
- The lob was too weak and her opponent easily put it away. (Lob çok zayıftı ve rakibi kolayca vuruşunu yaptı.)
- He hit a lob that landed just inside the sideline. (Kenar çizgisi içinde s
adece düşen bir lob vurdu.)
20. She used a lob to change the pace of the game and catch her opponent off guard. (Oyunun hızını değiştirmek ve rakibini hazırlıksız yakalamak için bir lob kullandı.)
Hemen Yorum Yaz